KAVRAMLAR,TERİMLER
VE
İSİMLER SÖZLÜĞÜ
ADLİ YARGI : Toplum içinde fertlerin aralarındaki hukuki sorunları çözmek
amacıyla yapılandırılmış olan yargı sistemidir. Medeni yargılama hukuku ve ceza
yargılama hukuku olmak üzere ikiye ayrılır.
AĞA : Halka ve
yeniçeri ocağına özgü bir unvan olup 19.yy.da daha çok,okuyup yazması olmayan
redif subaylarına ve komutanlarına verilmiştir. Halk arasında ise aile
büyüklerinin derebeyi kökenli köy ve kasaba ileri gelenlerinin ve liderlerinin
kullandıkları bir ünvandı.
AHMET ANZAVUR : İstanbul Hükümeti yanlısı eski bir jandarma
subayıdır. Milli Mücadeleye karşı Manyas, Susurluk, Gönen, Adapazarı ve Geyve
bölgelerinde ayaklanma çıkarmıştır. Yunanlılarla işbirliği yapan Anzavur 1921
yılındaki bir çarpışmada öldürülmüştür.
AKIM (CEREYAN) : Sanatta,
siyasetle, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş yöntem, hareket,
cereyan, tarz. (Örnek: Batıcılık, Osmanlıcılık, Feminizm)
ALAFRANGA : Batı tarzı yaşam tarzında kültür
değerlerinde batı tarzını benimsemek ve uygulamak.
ALATURKA : Türk
tarzı yaşam tarzında kültür değerlerinde Osmanlı kültürünün değerlerini
benimsemek ve uygulamak.
ALAYLI SUBAY : Er olarak göreve başlayıp subaylığa kadar yükselen
kişilere verilen isimdir. (Askeri
okullardan yetişenlere de “Mektepli” adı verilmekteydi.)
ALİ FUAT PAŞA (CEBESOY)
: 1882 yılında İstanbul da doğdu. TBMM.’nin
kuruluşunda ilk bayındırlık bakanı olan Mustafa Fazıl Paşa’nın oğludur. 1902
yılında Harp Okulunu 1905 yılında Harp Akademisini bitirdi. Mustafa Kemal
Paşa’nın sınıf arkadaşıdır. Süveyş kanalı seferinde tümen komutanı olarak görev
yaptı. Kudüs Muharebesinde generalliğe terfi etti. Mustafa Kemal Paşa’nın
Samsun’a çıkmasıyla Ankara’daki 20 nci Kolordunun komutanı olarak onun emrine
girdi. Sivas kongresinde Batı Cephesi Komutanlığına atandı. 9 Kasım 1920’de
TBMM’ni temsilen Moskova Büyükelçiliğine atandı. 2 Nisan 1922’de Meclis ikinci
başkanlığına seçildi. Cumhuriyetin ilanından sonra muhalefete geçerek Kazım
Karabekir ve Rauf ORBAY ile birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurdu.
Bu partinin kapatılmasından sonra emekliye ayrıldı. 10 Ocak 1968’de İstanbul’da
vefat etti.
ALİ KEMAL : Milli Mücadele karşıtı olan gazeteci ve siyaset adamıdır.1919 sürecinde
içişleri ve Maarif Nazırlıklarında bulunmuştur. Peyam-ı Sabah Gazetesinin
başyazarlığını yaptığı dönemde, her fırsatta Milli Mücadele’ye karşıt yazılar
yazmıştır. 1922 yılında tutuklanıp Ankara’ya götürülürken İzmit’te linç
edilmiştir.
ALYANS İSRAİLİT : Merkez Paris olarak Yahudilerin kurmuş
olduğu Cemiyetin amacı; Osmanlı devleti içinde yaşayan yahudileri sosyal ve
ekonomik yönden daha güçlü kılmaktır.
ANADOLU VE RUMELİ MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ : Ülkenin düşmanlar tarafından işgalinden
sonra yöresel direniş örgütleri kurulmuştur. Redd-i ilhak ve Müdafaa-i Hukuk
adlarıyla kurulan bu direniş örgütleri Sivas Kongresinde bir çatı altında
birleşerek bu adı almıştır.
ANAYASA (KANUNUN ESASİ, TEŞKİLAT-I ESASİYE) : Bir
devletin yönetim biçimini belirten yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl
kullanılacağını gösteren, vatandaşların hak , hürriyet ve sorumluluklarını
bildiren temel yasa. 1876 ve 1908
Osmanlı Anayasalarına Kanun-u Esasi, 1921 yılında T.B.M.M. tarafından kabul
edilen Anayasaya ise Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adı verilmiştir.
ANAYASA MAHKEMESİ : Kanunları, kanun hükmünde kararnameleri,
TBMM iç tüzüğünü şekil ve esas bakımından, Anayasa değişikliklerini şekil
bakımından Anayasaya aykırı olup olmadığını inceleyen ve denetleyen,
Cumhurbaşkanını, Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi,
Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başbakan ve
üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcı Vekilini, Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu üyelerini, Sayıştay Başbakan ve üyelerini görevleriyle ilgili
işledikleri suçlardan dolayı “Yüce Divan”
sıfatıyla yargılayan, Siyasi partilerin Anayasaya veya siyasi Partiler
yasasına aykırı hareketlerinden dolayı kapatma yetkisine sahip olan yüksek
mahkemedir.
ANLAŞMA :
Devletler arası siyasi,ekonomik,kültürel,vb.alanlarda yapılan uzlaşma ve
bu uzlaşmanın tespit edildiği belge.
ANTLAŞMA :
İki devletin aralarında kararlaştırılan esaslara uygun hareket etmeyi
kabul etmeleri.
arasından
padişah tarafından atanırdı. Üye sayısı Meclis-i mebusan (Milletvekilleri
Meclisi) üye sayısının üçte birinden az olmayan Ayan meclisinin temel görevi
mebusan meclisinin onayladığı yasaları incelemekti.
ANTANT : BAKINIZ PAKT
ARİSTOKRASİ :
Ekonomik toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu
tarihi yönetim biçimi. (Örnek : Ortaçağ İngilteresinde kralın yanında Lordlar
kamarası adı verilen bir meclis bulunur ve bu meclis kralla birlikte devleti
yönetirdi. Bu tür yönetim biçimlerine Aristokrasi adı verilir.
ARİSTOKRAT : Bir toplumda seçkin bir
yeri olduğu ve soyca diğerlerinden farklı, ayrıcalıklı özellikleri bulunduğu
varsayılan kişi. Bu kişiler Lord, kont, dük, vikont, baran, Şovalye gibi
ünvanlar alırlar ve bu ünvanlar babadan oğula geçerdi.
ASKERİ NİGEHBAN CEMİYETİ : Askeri gözcü, bekçi anlamına gelen
cemiyet, Balkan Savaşından sonra ordudan atılan yaşlı ve alaylı subaylar
tarafından kurulmuştur. Padişah yanlısı olan cemiyet, Kuva-i Milliye ve
Kurtuluş Savaşı’na karşıdır.
ASKERİ YARGITAY : Çeşitli askeri mahkemelerden verilen
kararları son yargı yeri olarak inceleyip karara bağlamak amacıyla kurulmuştur.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ (A.Y.İ.M) : Asker kişileri ilgilendiren ve askeri
hizmete ilişik yönetime ilişkin işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklara bakan
mahkemedir.
ATATÜTÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ : Türk Milletinin ihtiyaçlarından doğan ve
yine Türk Milletinin sorunlarına çözüm önerileri getiren çağdaşlaşmayı temel
hedef almış, aklı ve bilimi temel hareket noktası olarak kabul etmiş olan
düşünce sistemidir.
ATEŞE : Bir
elçiliğe bağlı uzman. Bu askerlik alanında olursa Askeri ateşe veya
ateşemiliter adını alır. Bunun dışında Büyük elçilerin emrinde kültür ataşesi,
ekonomi ateşesi, basın ateşesi gibi görevliler de bulunur.
AVAM : Sıradan,
halk tabakası için kullanılan bir ifade.
AVRUPA BİRLİĞİ
: Kültürel, ekonomik ve siyasi alanda tek
bir devlet idealine ulaşmak amacıyla oluşturulmuş olan birlik. 25 Mart 1957 tarihli
Roma Antlaşması ile gümrük ve ekonomi birliği sağlamaya yönelik A.E.T.’nin
(Avrupa Ekonomik Topluluğu) kurulmasıyla ilk adım atıldı. Aralık 1991 imzalanan
Maaştrich Antlaşmasıyla tek devlet, tek gümrük, tek para birimi, hedefi doğrultusunda en önemli adım atıldı. Para
birimi olarak ECU (European Currency Unit = Avrupa Para Birimi) kabul edildi.
Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, Lüksemburg, Danimarka, İngiltere,
İrlanda, Yunanistan, İspanya, Portekiz, Avusturya, İsveç ve Finlandiya ile birlikte
günümüzdeki üye sayısı 15 tir. Ayrıca Türkiye, Estonya, Polanya Çek
Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Romanya, Bulgaristan ve Kıbrıs Rum
kesimi de Avrupa Birliğine üye olmak için görüşmeler yapan ülkelerdir.
AYAKLANMA : Bir
çok kimsenin zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmesi,
başkaldırma, isyan.
AYAN MECLİSİ : Osmanlı Anayasasına göre kurulu meclislerden
biri olup, Senato karşılığındadır. Bu kurulun üyeleri 40 yaşını geçmiş, yüksek
görevlerde bulunmuş kimseler
AZINLIK (EKALLİYET)
: Bir toplulukta her hangi bir nitelik
bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar. (Örnek : Türkiye <devleti
içinde Lozan Antlaşmasına göre Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler azınlık olarak
sayılmışlardır.
BABA : BAKINIZ ŞEYH
BABIALİ :
Cumhuriyet’e kadar “Osmanlı hükümeti”, “Sadrazamlık makamı” anlamında
kullanılmıştır.
BAĞNAZ :
Yeniliklere karşı olan tutucu bir yaşam tarzını benimseyen kişilere
verilen ad.
BAHRİYE : Bir
ülkenin deniz kuvvetlerinin ve kuruluşlarının tümüne verilen genel ad.
BAKAN (NAZIR, VEKİL) : Hükümet (Bakanlar Kurulu) üyelerinden
biridir. Devletin yönetiminde iş bölümü çerçevesinde kendi yetkisine bırakılan
kurum ve kuruluşların işleyişinden sorumludur.
Osmanlı Devletinde “Nazır” , Cumhuriyetin ilk yıllarında “Vekil”
kullanılmıştır. (Örnek:Milli Savunma Bakanı, Sağlık Bakanı,Milli Eğitim Bakanı
vs.)
BAKANLAR KURULU
: BAKINIZ HÜKÜMET
BAŞBAKAN (SADRAZAM) : Yürütme gücünü kullanan hükümetin (Bakanlar
Kurulu) başında bulunan kişidir. Osmanlı
Devletinde Başbakan’ın karşılığı olarak “Vezir-i Azam” veya “Sadrazam”
kullanılmıştır.
BATICILIK : Temeli
Islahatlar sürecine kadar uzanan bu akım, devletin ancak batılılaşmak suretiyle
kurtulabileceğini ve bunun için de önemli inkılapların yapılması gerektiğini
savunmuştur.
BATINİLİK : Şiiliğin bir koludur. Şiilik, Hz.Muhammedin
vefatından sonra Hz.Ali ve Ehli Bent (Peygamberin aile çevresi)’i Halifelik
için en layık kişiler olarak gören ve onu Allah ile Peygamberin tayin etmesiyle
meşru halife kabul eden ondan sonraki halifelerin de onun soyundan gelmesi
gerektiğine inanan tolulukların mezhebidir. İsmailiye, Seb’iyye, Zındıklar ve
karmatiler olarak da bilinen Batınilik, saldırgan ve aşırı bir mezhaptir.
BİDAYET MAHKEMESİ : Osmanlı Devletinin son döneminde değişik
suçların yargılandığı ilk asama mahkemeye verilen isim.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER : Dünyada
barış ve güvenliği korumak, milletler arasında ekonomik, sosyal ve kültürel işbirliğini
sağlamak amacıyla 1 Ocak 1942 de kurulmuştur. 18 Nisan 1946 da tarafsızlığını
kaybettiğinden dolayı kendini dağıtan Milletler Cemiyetinin yerine gelmiştir.
Türkiye’nin 27 Şubat 1945 te üye olduğu teşkilatın çalışma organları ve
görevleri şöyle sıralanabilir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatında Bağlı
Bazı Önemli Kuruluşlar Şunlardır:
A) Genel Kurul : Bütün üye devletlerin
delegelerinin toplanmasından meydana gelen bir tartışma organıdır. Her devletin
bir oy hakkı vardır ve birbirine eşittir. Önemli konularda üçte iki çoğunlukta
karar alınır.
B)
Genel Sekreterlik : Güvenlik konseyinin onay verdiği kişiler
arasından Genel Kurulca seçilen, teşkilatın en yüksek memurudur. Her yıl
çalışmalar hak kında genel kurula rapor verir. Antlaşmazlıkları giderme yolları
araştırıp, barışı tehlikeye düşürecek durumlar karşısında Genel Kurulu
toplantıya çağırır.
C) Güvenlik Konseyi :
Örgütün siyasal alandaki en güçlü yürütme organıdır. On Beş üyesi vardır. Bunlardan beş tanesi
(İngiltere-Fransa-Amerika Birleşik Devletleri-Rusya-Çin) daimi üye olup
değişmez. Geri olan on üye ise bölgelere göre iki yıl için genel Kurulca
seçilir. Her üyenin bir oyu olmasına
rağmen, daimi üyelerin alınacak kararı veto yok sayma hakkı vardır.
D) Ekonomik ve Sosyal Konsey : Genel
kurulca seçilmiş onsekiz üyeden kurulmuştur. Toplumların her yönden daha iyi
bir yaşayışa erişmeleri için çalışmalar yapar.
E) Uluslararası Adalet Divanı : Kendisine bağlı devletler arasındaki
davaları ve antlaşmazlıkları çözmek amacıyla Genel Kurul ve Güvenlık Konseyince
seçilen onbeş yargıçtan oluşur.
BANK : Uluslararası Kalkınma
Bankası
FUND
: Uluslararası Para Fonu
İCAO : Uluslararası Sivil Havacılık teşkilatı
UNESCO : Uluslararası Eğitim , Bilim ve Kültür Teşkilatı.
WHO : Uluslararası sağlık
teşkilatı
BOLŞEVİK :
Rusya’da Çarlık rejimini yıkarak Komünist yönetim kuran ihtilalcilere
verilen isim.
BOLŞEVİZM : Rus
Sosyal Demokrat Partisi, sol kanadının çoğunluğu tarafından ileri sürülen
öğretiye denir. XX.yy.başlarında Rusya’da doğan ve Lenin tarafından
geliştirilen devrimci kominist harekettir.
CEMAL PAŞA : 1872 Yılında doğdu. Kuleli Askeri Lisesi, Harp Okulu
ve 1895 yılında Harp Akademisini bitirdi. İttihat ve Terakki Cemiyetinin
kuruluşunda önemli rol oynadı. 31 Mart gericilik olayının bastırılmasında görev
yaptı. 1913 yılında Bahriye Nazırlığına (Donanma Bakanlığı) getirilmiş. Birinci
dünya savaşının başlaması üzerine Suriye’de bulunan 4 ncü Ordu Komutanlığı görevine
getirildi. Süveyş Kanalına düzenlediği hareket başarısızlıkla sonuçlandı.
Savaşın bitiminden sonra, savaşın sorumlusu olarak yargılanacağı endişesi ile
Almanya’ya gitti. Oradan Tiflis’e geçti. Buradan Afganistan’a geçmeye
hazırlanırken Ermeni Komitaciler tarafından Şehit edildi. Cenazesi Erzurum
Şehitliğine defnedildi. 1913 - 1918 yılları arasında Enver ve Talat Paşalarla
Osmanlı devletine hükmetmiştir.
CEMİYET : BAKINIZ DERNEK
CEMİYET-İ AKVAM
: BAKINIZ MİLLETLER
CEMİYETİ
CEREYAN : BAKINIZ AKIM
CEZA :
Kanunun suç işleyen kimseye
uygulamasını öngördüğü yaptırımlardır. (Örnek: Para cezası, hapis cezası, idam
cezası vs.)
CEZA KANUNU : Suç oluşturan eylem ve davranışların nelerden ibaret bulunduğunu,
bu eylem ve davranışlarda bulunanlara ne gibi yaptırımlar, yani cezalar
uygulanacağını gösteren hukuk kuralları bütününe ceza kanunu denir.
COMECON (COUNCİL FOR MUTUAL ECONOMİC ASSİSTANCE) : 1949’da kurulan ve SSCB, Arnavutluk, Doğu
Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Polanya, Romanya, Çekoslovakya, Moğolistan,
Küba ve Vietnam’ı bir araya getiren ekonomik yardımlaşma Konseyi, 1991 yılında
Varşova Paktı ile birlikte üye ülkelerin isteği doğrultusunda dağıtıldı.
CUMHURBAŞKANI : TBMM üyeleri tarafından seçilen ve kendisine
verilen Anayasal yetkiler çerçevesinde görev yapan, millletin birliğinin
temsilcisi olan devletin başkanıdır.
CUMHURİYET : Doğrudan doğruya millet
egemenliğine dayanan yöneticileri halkın oyu ile belirli bir süre için seçilen
devlet biçimine verilen isimdir.
CUMHURİYET HALK FIRKASI :
T.B.M.M.nin açılmasından itibaren, bütün milletvekilleri aynı amaç etrafında
birleştiğinden, mecliste siyasi partiler yoktu. Daha sonra çeşitli gruplar
oluşmaya başladı. Atatürk ve etrafındakiler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Grubunu oluşturmaktaydı. Atatürk 9 Eylül 1923’te Halk Fırkası’nı kurdu. Halk
Fırkası 1924 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası’na, 1935’te de Cumhuriyet Halk
Partisi’ne dönüştürüldü.
CUMHURİYET SENATOSU
: BAKINIZ SENATO
CUMHURİYETÇİLİK : Devlet yönetim biçimi olarak, Millet
Egemenliğine dayalı Cumhuriyet rejimini
öngörmek ve bunu bir yaşam biçim olarak benimsemektir.
ÇARLIK REJİMİ : Rusya’da 1917 Bolşevik ihtilaline kadar
iktidarda olan, Çar adı verilen siyasi liderler tarafından yönetilen monarşik
yönetime verilen isim.
ÇERKES ETHEM :
Manyaslı bir çiftçi
ailesinin çocuğudur. İki ağabeyi Tevfik ve Reşit Beyler Harbiye mezunu
subaylardır. Babasının asker olmasına izin vermemesine rağmen evden kaçarak İstanbul
Bakırköy küçük zabit mektebine (Astsubay hazırlama okulu) kaydolmuş, Astsubay
olarak mezun olmuş. Birinci dünya savaşında Rauf ORBAY’ın emrinde İran
harekatına katılmıştır. Savaşın bitiminden sonra ağabeyleri ile beraber
çiftliğine geri dönmüştür. Rauf ORBAY’ın talimatı ile batı Anadoluda Kuvva-i
Milliyenin kuruluşunda rol almıştır. Balıkesir havalisinde sevilen bir ailenin
çocuğu olması sebebiyle kısa süre içinde çoğu çerkeslerden iki bine yakın
kişiden oluşan “Kuvva-i Seyyare (Seyyar kuvvetler)”’i oluşturmuştur. Bu
birlikleriyle Bolu-Düzce-Hendek-Anzavur ve Yozgat isyanlarını bastırmıştır.
Kısa süre içinde ünlenmesi üzerine şımarmış ve TBMM hükümetinin ve batı cephesi
komutanlığının emirlerini dinlemez hale gelmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve
TBMM’nin bütün uzlaşma çabalarına karşı olumsuz tavır alması üzerine İsmat Paşa
komutasındaki askeri birlik üzerine sevkedilmiş ve kuvvetleri yenilerek kendisi
kardeşleri ve yakın adamlarıyla Yunanlılara sığınmıştır. Bir süre Atina’da
kaldıktan sonra Ürdün’e geçerek oradaki Çerkes kolonisinde yaşamaya
başlamıştır. Cumhuriyetin 15 nci yılı nedeniyle çıkarılan genel af çerçevesinde
ağabeyleri Tevfik ve Reşit Beylerin yurda dönmesine rağmen Ethem dönmemiştir.
Kendisine neden yurda dönmediğini soran Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisine “Hangi
yüzle döneceğim” cevabını vermiştir. 1948 yılında Ürdünde vefat etmiş ve gene
Ürdün’de defnedilmiştir.
ÇOĞULCU DEMOKRASİ : Bu tarz demokrasilerde iktidarda bulunan
siyasi düşüncenin yanısıra muhalefetteki siyasi düşünceler de değişik
mekanizmalarla devlet yönetiminde söz sahibi olurlar. Bu tür yönetimlerde soru
önergesi, Meclis Soruşturması Gensoru gibi Meclis içi denetim mekanizmalarının
yanısıra, sivil toplum örgütlenmeleri (Meslek odaları, dernekler, sendikalar)
ve basın, kamuoyu oluşturarak siyasi iktidarı denetlerler.
DAHİLİYE NEZARETİ : Osmanlı Devlet teşkilatında iç işleri
Bakanlığına verilen isimdir.
DAMAT FERİT PAŞA : Asıl adı Ahmet Ferit olup, çeşitli
büyükelçiliklerde ikinci katip olarak çalışırken Abdülmecid’in kızı Mediha
Sultan’la evlenerek (II.Abdülhamid ve Vahdettin ’nin kız kardeşi) Saraya damat
olmuş ve rütbesi vezirliğe yükseltilmiştir. Osmanlının son döneminde beş kere
Sadrazamlık görevinde bulunmuştur. Anadolu’ya yabancı devletlerin girmesine
olanak veren Serv Antlaşmasını baş
delege olarak imzalamış, İngiliz taraftarı bir siyaset izleyerek bu devletin
mandasını gerçekleştirmek için kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucu
üyeleri arasında yer almıştır. Kurtuluş Savaşını önlemeye çalışıp, M.Kemal ile bazı
arkadaşlarını idama mahkum ettirmiştir. 1922’de Yurt dışına kaçan Damat Ferit,
Hiyaneti Vataniye Konunu gereği yargılanıp vatandaşlıktan çıkarılmış, 1923 te
Fransa’da ölmüştür.
DARBE : Bir ülke
de zor kullanarak hükümeti devirme hareketi (Örnek:Enver Paşa’nın 1913 Bâb-ı
Ali Baskınıyla hükümeti ele geçirmesi)
DAR-ÜL FÜNUN : 1869 yılında İstanbulda kurulan modern
anlamda eğitim veren ilk üniversitenin adı. 1933 Üniversite reformuyla İstanbul
Üniversitesi adını almıştır.
DAVA VEKİLİ : Avukat.
DEDE : Tarikat
örgütlenmesi içinde şeyhten sonra gelen bir rütbedir.
DEMİRCİ MEHMET EFE : Aydın cephesi Kuvayi Milliye Komutanıdır.
Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra ulusal kurtuluş savaşı’na katılmıştır.
Daha sonra Denizli’ye baskın düzenleyip 200 kişiyi kurşuna dizmiştir. Bu
davranışı Milli Mücadeledeki yararlı hizmetlerinden dolayı affedilmiştir.
DEMOKRASİ :
Halkın kendi seçtiği temsilciler eliyle kendi kendini yönettiği devlet
sistemine demokrasi denir. Demokratik yönetimlerde değişik düşünceleri savunan
siyasi partiler, belli zaman aralıklarında yapılan serbest seçimler, eşitlik,
hukukun üstünlüğü ve düşünce özgürlüğü vardır.
DEMOKRATİK DEVLET : Halkın devlet yönetimine katılması esasına
dayanan devlettir.
DERNEK (CEMİYET) : Belirli
ve ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan yasal topluluk. (Örnek: Esnaf
ve Sanatkarlar derneği)
DERVİŞ : Bir tarikata girip onun kural ve törelerine bağlı olan kişi, kul.
DEVLET : Bir toprak parçası üzerinde yaşayan
insanların yaşamlarını belirli bir düzen içinde sürdürebilmek amacıyla oluşturmuş oldukları hukuki ve
siyasi organizasyondur.
DEVLET DENETLEME KURULU (D.D.K.) : Devlet hizmetinde en az yirmi yıl çalışmış
kişiler arasından Cumhurbaşkanının seçimiyle oluşan bir kuruldur. Yönetimin
hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve
geliştirilmesinin sağlanması amacıyla Cumhurbaşkanının talimatıyla her türlü
inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar.
DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ (D.G.M.) : Devletin
birliği ve bütünlüğüne karşı suç işleyenlerin yargılandığı özel mahkemelerdir.
Bir tür ceza mahkemesi olan D.G.M. lerde devletin düzenini değiştirmeye veya
bölmeye çalışan kişiler yargılanır. (Örnek : PKK. Teröristleri, Komünist,
Faşist yada şeriat düzenini getirmeye
çalışan suçlular.)
DEVLETÇİLİK : Kurtuluş Savaşı sonrası hızlı bir
ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek amacıyla geliştirilmiş olan ekonomi teorisidir. Özel sektör
işletmeciliği ile devlet işletmeciliğinin birlikte ve uyum içinde çalışarak ekonomik
kalkınmayı sağlamasını hedeflemiştir.
DEVLETLEŞTİRME (KAMULAŞTIRMA) : Devlet
ihtiyaçları nedeniyle herhangi bir toprak veya sanayi tesisinin bedeli sahibine
ödenmek şartıyla devlet mülkiyetine geçirilmesidir. (Örnek : Toprak reformu
yapıp topraksız köylüye dağıtmak amacıyla büyük toprak sahiplerinin
topraklarının devletleştirilmesi veya
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yabancı petrol şirketlerine ait petrol
rafinerilerinin devletleştirilmesi)
DİVAN-I HARP : 1870
yılında kabul edilen Askeri Ceza Yasası’nın öngördüğü bir tür mahkeme. Savaş
dönemlerinde hizmet verirdi. Savaş esnasında askeri hizmetle ilgili işlenen
suçları yargılamakla görevli idi. Olağanüstü yetkilerle donatılmış olan bu
mahkemeler beş yargıçtan oluşur ve savunma avukatı bulundurulmazdı.
DİKTA : Hiç bir şart olmaksızın körü körüne uyulması gereken buyruk.
DİKTATÖR : Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse, zorba.
DİKTATÖRLÜK : Egemen ve
mutlak siyasi bir gücün, bir veya birçok kişinin oluşturduğu bir yürütme
organınca, denetimsiz olarak yürütüldüğü siyasi düzen veya bir diktatör
tarafından yönetilen ülke.
DOGMA (NAS) :
Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli
sayılan teori. (Örnek: Hitler’in üstün
ırk teorisi)
DOKTRİN (ÖĞRETİ) : Belli bir konuda, bilimsel bir görüşle, aynı
hedef ve ilkeler doğrultusunda ortaya atılan düşünceler.
DOKUNULMAZLIK (YASAMA DOKUNULMAZLIĞI) : Milletvekilleri Meclis içi ve dışında ileri
sürdükleri düşüncelerden ötürü suç unsuru oluşturup Meclisçe dokunulmazlıkları
kaldırılmadığı sürece soruşturulamaz, gözaltına alınamaz ve tutuklanamazlar.
Ağır cezayı gerektirecek suçlar hariç milletvekili seçilmeden önce ve
milletvekillikleri döneminde de işledikleri suçlardan dolayı yukarıdaki esaslar
geçerlidir. Ancak Milletvekili seçilememe durumunda veya Meclisçe
dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra haklarında işlem yapılabilir. Bunun amacı
Milletvekillerinin hiç bir baskı altında kalmaksızın yasama işlevini yerine
getirmesi ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmesidir.
DOMİNYON : İngiliz
Uluslar topluluğuna (Common wealth) üye olan bağımsız ülkelere verilen ad. (Örnek: Yeni Zelanda, Hindistan,
Avusturalya, Kanada)
DÜRRİZADE ABDULLAH EFENDİ : Damat Ferit Paşa döneminde Şeyhülislamlığa
atanmış bir din adamıdır. Atatürk ve arkadaşlarının asi olduğuyla ilgili fetva
vererek, öldürülmelerini duyurmuştur. Milli Mücadele’nin başarıya ulaşmasından
sonra yurt dışına kaçmıştır.
DÜYUN-U UMUMİYE : Osmanlı
Devleti, aldığı dış borçları ödeyemez duruma düşünce 1881’de Muharrem
Kararnamesi ile moratoryum (iflas=dış borçları ödeyememe) ilan etmiştir. Bunun
üzerine Osmanlı Devletinden alacaklı olan devletlerin temsilcilerinden oluşan
Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar) idaresi kurulmuştur. Bu kuruluş tuz, içki,
İpek, tütün, balık avı ve damga gibi gelirlerine el koymuştur. Bu vergi
gelirleri Düyun-u Umumiye idaresinin kasasında toplanır. Borçlu olunan
devletlerin ana para ve faiz ödemeleri düşüldükten sonra kalan miktar Osmanlı
Maliyesine teslim edilirdi. Düyun-u Umumiye idaresinin kurulmasıyla Osmanlı
Devleti Mali bağımsızlığını yitirmiş siyasi bağımsızlığı da önemli ölçüde
tehdit altında olmuştur.
EFENDİ :
Osmanlı Devletinde İlmiye sınıfından olanlar (imam, kadı, Müftü,
Kazasker, Şeyhülislam) için kullanılan bir ünvandır. Ayrıca Askeri öğrenciden
Binbaşı rütbesine kadar olan bütün askerler için de bu unvan kullanılırdı.
EGEMENLİK :
Milleti ve devleti yönetme gücü ve yetkisine egemenlik denir.
EKALLİYET
: BAKINIZ AZINLIK
EKONOMİK BÖLGE : Denize
kıyısı olan devletlerin ekonomik yönden egemenliğine bırakılmış olan deniz dibi
ve üzerindeki su kütlesidir.
ELVİYE-İ SELASE : Osmanlı Devletinin son döneminde
Kars-Ardahan-Artvin (Batum) için kullanılan ve “Üç Vilayet” anlamına gelen
ifade.
EMİR : Yasal
olarak emretme yetkisine sahip şahısların hizmetlerin yürütülmesine ilişkin
vermiş oldukları sözlü ve yazılı direktiftir.
ENDERUN : Topkapı
Sarayında, Padişahın elçileri ve divan üyelerini kabul ettiği yer olmasının
yanısıra devlet adamlarını yetiştiren okula da aynı ad verilmiştir.
ENVER PAŞA : 1881 Yılında İstanbul’da
doğdu. Manastır Askeri Lisesi, Harp Okulu ve Harp Akademisini bitirdi.
Makedonya’daki 3 ncü Orduya atanarak eşkıya takibi görevinde bulundu. İttihat
ve Terakki Cemiyetinin kuruluşunda önemli rol oynadı. II. Abdülhamit’e
Meşrutiyeti zorla ilan ettirmek için Resneli Niyazi Beyle aynı zamanda dağa
çıktı. II.Abdülhamit’in Meşrutiyeti ilan etmek zorunda kalmasından sonra
döndüğü Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak karşılandı. 31 Mart gerici
ayaklanmasının bastırılmasında görev yaptı. Trablusgarp savaşının patlak
vermesi üzerine Binbaşı Mustafa Kemal gibi pekçok Türk subayıyla birlikte
bölgedeki yerel halkı teşkilatlandırmak ve İtalya’nlara karşı savaşmak amacıyla
Trablusgarp’a geçti. Birinci Balkan savaşının patlak verip Trablusgarp’ın
İtalyanlara terkedilmesi üzerine İstanbul’a döndü. Birinci Balkan Savaşındaki
yenilgi üzerine iltihatçı fedailerle birlikte bir hükümet darbesi yaparak
(Bâb-ı Ali Baskını) Mahmut Şevket Paşa’yı Sadrazamlığa, (Başbakanlık) getirdi.
II.Balkan savaşında Edirne’ye ilerleyen diğer komutanlara emir verilerek
birlikleri durduruldu ve Enver Beyin birliğinin Edirneye girmesi sağlandı.
“Edirne Fatihi” ünvanı ile meşhur edildi. Osmanlı hanedanından Naciye Sultanla
evlenerek Saraya damat oldu. Rütbesi yarbaylıktan Tuğgeneralliğe yükseltilerek
Harbiye Nazırlığına (Savaş Bakanı) getirildi. Almanlarla yakın işbirliğine
girerek, İngiltere ve Fransa’nın tepkisini aldı. Birinci Dünya Savaşının
başlamasıyla İngiliz donanması önünden kaçan Goben ve Breslav isimli gemilerin
Çanakkale Boğazından girmesine izin verdi. Bu gemilerin satın alındığını ve
isimlerinin Yavuz ve Midilli olarak değiştrildiğini ilan etti. Ardından bu
gemilerin gizlice Karadenize açılarak Rusların Sivastapol ve Odesa limanlarını
bombalamasına izin verdi. Böylece Osmanlı devleti savaşa sürüklenmiş oldu.
Erzurumdaki Ordunun komutanlığını bizzat devralarak kış mevsiminde Sarıkamışa
taarruz etti. 90.000 kişi çetin kış şartlarında donarak can verdi. Hatalı
politikalarıyla I.Dünya Savaşının kaybedilmesinde büyük rol oynadı. Savaşın
bitiminde Almanyaya kaçtı. Ardından
Sovyet Rusya’ya geçerek Milli Mücadelenin en kritik döneminde Sakarya Meydan
Muharebesi öncesi Anadoluya geçmeye çalıştıysa da ikilik yaratacağı
gerekçesiyle Mustafa Kemal Paşa tarafından reddedildi. Ardından Türkistan’a geçerek emrine topladığı silahlı
güçle Ruslara karşı savaşırken Tacikistanda öldürüldü.
ERKAN-I HARBİYE MEKTEBİ : Harp
Akademisi, Harbiye Mektebinin devamı olarak açıldı. 1848’de ilk mezunlarını
verdi. Buradan çıkan subaylar “Erkan-ı Harp” (Kurmay) ünvanını alıyorlardı.
ERKAN-I HARBİYE-İ UMUMİYE RİYASETİ : Genel Kurmay Başkanlığı 1908’den sonra
oluşturulan Harbiye Nezaretinin (Savaş-Savunma Bakanlığı) en büyük askeri
makamı.
ERMENİ PATRİKHANESİ : 1461 yılından itibaren merkezi İstanbul’da
bulunan Ermenilerin dinsel merkezidir.
EŞİTLİK :
Renk, ırk, dil, din, mezhep ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkesin
kanunlar önünde eşit olmasıdır.
EŞRAF : Kelime
olarak “Şerefliler” anlamına gelmektedir. Bir şehirde veya kasabada sözü geçen
itibarlı kişileri ifade etmek amacıyla kullanılırdı.
ETNİK GRUP : Aynı ırk ve kültüre sahip olduklarını düşünen insanların
oluşturduğu topluluk.
ETNİK-İ ETERYA : Rumların “milli dernek” dedikleri en eski
cemiyetleridir. Yunanlıların bağımsızlıklarını sağlamak amacıyla kurulan
cemiyet Kurtuluş Savaşı sırasında; Anadoludaki diğer Rum cemiyetleri ile ortak
hareket etmiş özellikle Trabzon ve çevresindeki Rumları birleştirerek “Pontus
Rum” devletini kurmaya çalışmıştır.
F.I.R. HATTI (FLİGHT İNFORMATİON REGİON = UÇUŞ BİLDİRİM
BÖLGESİ) :
Sivil havacılıkta kullanılan bir terimdir. Sivil Havacılık kurumu (İCAO)
tarafından Dünya değişik sivil havacılık trafik kontrol bölgelerine bölünmüş ve
bu bölgelerde sivil havacılık trafik kontrolü bölgelere en yakın devletlerin
sorumluluğu altına bırakılmıştır. Bu ülkeler güvenli bir hava trafiği
sağlayabilmek amacıyla bazı uçuş koridorları belirleyerek İCAO ‘nun onayını
mütakiben uygulamaya geçerler ve sivil uçuşları yönlendirirler. Ege denizinde
Türk Hava Sahasına kadar olan sivil havacılık trafik kontrolü Yunanistana
verilmiştir. Dolayısıyla Ege Denizi üzerinden gelen bir uçak Türk Hava Sahasına
girene kadar Türk trafik kontrolüne bilgi vermek zorunluluğunda değildir.
Haberleşmesini Atina trafik kontrolü ile yapar. Bu durum Türkiye’nin
güvenliğini tehdit ettiği için Türkiye yeni bir fırhattı tesbiti ve
sorumlulukların yeniden paylaşılmasını istemektedir. Bu nedenle Yunanistanla
aramızdaki önemli sorunlardan birini oluşturmaktadır.
FAŞİZM :
I.Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da Mussolini’nin kurduğu bir siyasal
rejimdir. Tek partinin diktatörlüğüne, milliyetçilik heyecanına ve meslek
kuruluşlarına dayanan baskıcı bir rejim olup, Kominizme karşıdır. Devlet her
zaman ön plandadır. Hem milletin hayat ve çıkarlarını korur, hemde ahlaki ve
dini bir kuruluştur. Ekonomi bütünüyle devlete bağlıdır. Devletten başka hiç
bir varlık yoktur. İnsan devlet için vardır. Bireylerin hakları demokrasi
kargaşa yaratır. Devlete de onu yöneten şef (DUÇE-FÜHRER) can verir ve devletle
özdeşmiştir.
FELAHI VATAN GRUBU : Son Osmanlı Mebusan Meclisinde Milli
Mücadeleyi destekleyen milletvekillerinin, oluşturduğu grubun adıdır.
FENER PATRİKHANESİ : Tüm ortodoksların dinsel temsilciliğidir.
FERMAN : Osmanlı padişahlarının yayınladıkları ve
kanun niteliğinde olan emirlerdir.
FETHİ OKYAR : Atatürk’ün Harp Okulundan sınıf arkadaşıdır.
Askerlikten ayrıldıktan sonra siyasi hayata atılmıştır. 1925’te başbakanlık
yapmış, Atatürk’ün isteği üzerine 1930 yılında serbest Cumhuriyet Fırkasını
kurmuş ancak kısa süre içinde partisine gericilerin ve rejim düşmanlarının
dolması üzerine partiyi feshetmiştir.
FETVA :
Şeriat Hukukunun uygulandığı ülkelerde uygulamalarda ortaya çıkan
aksaklıklar konusunda en büyük dini makam olan Şeyhülislam tarafından verilen
kesin hükümdür.
FEVZİ PAŞA (ÇAKMAK)
: 1876’da İstanbul’da doğdu. 1896 yılında Harp
Okulunu, 1898 yılında Harp Akademisini bitirdi. Balkan Savaşlarında ve I.Dünya
savaşında Çanakkale, Doğu ve Filistin cephesinde çeşitli komutanlık
görevlerinde bulundu. 24 Aralık 1918’de İstanbul hükümetince Genel Kurmay
Başkanlığı ve ardından 1920 yılında Harbiye Nazırlığına (Savaş bakanı)
getirildi. 27 Nisan 1920’de Anadoluya geçerek Kozan Milletvekili olarak TBMM’de
göreve başladı. Milli Mücadele boyunca kendine verilen Genel Kurmay Başkanlığı
Savunma Bakanlığı ve Başbakanlık gibi görevlerde bulundu. Milli Mücadele
boyunca Türk Ordusunun Genel Kurmay Başkanıydı. TBMM. Tarafından 31 Ağustos
1922 tarihinde Mareşalliğe terfi ettirildi. 1924 yılından sonra
milletvekilliğinden istifa ederek 1944 yılında emekliye ayrılana kadar Genel
Kurmay Başkanlığı görevini sürdürdü. Cumhuriyet ordusunun yeniden
yapılanmasında büyük rol oynadı. 1946’dan sonra siyasi hayata geri döndüyse de
kısa bir süre sonra ayrıldı. 10 Nisan 1950’de vefat etti.
FIKIH : Kuran ve
Sünnete dayandırılan hukuk (şeriat) sistemidir.
FIRKA : Topluluk,
grup, Askerlikle tümen düzeyindeki birlik, siyasette siyasi parti.
GENEL MECLİS
: BAKINIZ MECLİS-İ UMUMİ
GENELGE (TAMİM) : Herhangi düşünceyi iletmek, kamuoyuna
duyurmak amacıyla ilan edilen düşünce veya kararlar bütünü. (Örnek:Amasya
Genelgesi)
GENERAL PAPULAS : Sakarya
Meydan Muharebesine kadar Yunan Ordusunun başkomutanlığını yapmış olan Yunanlı
General
GENERAL HACIANESTİ : Sakarya
Meydan Muharebesinden Büyük Taarruzun sonuna kadar Yunan Ordusunun
başkomutanlığını yapmış olan Yunanlı General.
GENERAL TRİKOPİS : Büyük
Taarruzda Afyon Müstahkem mevki komutanıdır. Büyük taarruzda esir edilmiştir.
Uşak’ta Mustafa Kemal Paşa’nın karşısına çıkarıldığında, Yunan hükümetince son
anda General Hacıanesti’nin Yunan ordusu başkomutanlığından alınarak yerine
kendisinin getirildiğini Mustafa Kemal Paşa’dan öğrenmiştir.
GENSORU :
Bakanlar Kurulunun genel politikası yada bir bakanın uygulamaları
hakkında başvurulan bir denetim yoludur. Konuya ilişkin mecliste genel görüşme
açılır, görüşme sonucu yapılan oylamada Meclis genel mevcudunun yarıdan bir
fazlasının güvensizlik oyu vermesi sonucu bakanlar kurulu veya bakan görevinden
düşer.
GERİCİ (MÜRTECİ) : Toplumda
yeniliklere değer vermeyen, her yönüyle, eskiyi özleyen veya eski düzeni
getirmeye düzeni getirmeye çalışan kimse.
GERİCİLİK (İRTİCA) : Toplumda
yenilikler yerine eski düzeni getirmeye çalışan siyasi düşünce.
GIYAB :
Yokluk, kişinin bulunmaması.
GÜÇLER BİRLİĞİ
: BAKINIZ KUVVETLER
BİRLİĞİ
GÜÇLER AYRILIĞI
: BAKINIZ KUVVETLER
AYRILIĞI
GÜLHANE HATTI HÜMAYUNU (TANZİMAT FERMANI) : Padişah
Abdülmecit tarafından 1839 yılında ilan edilmiş olan emirler bütünüdür. Bu belge
ile Osmanlı tarihinde ilk kez kendi yetkilerini kısıtlamış ve halkın mal, can
emniyetini hukuki güvence altına almıştır. Hukuk Devleti anlayışına
geçilmesindeki ilk önemli adımdır.
GÜVEN OYU : Hükümetin (Bakanlar Kurulu)
veya herhangi bir hükümet üyesinin (Bakan) meclis oylaması ile onay almasıdır.
HAHAMBAŞI : Bir ülkedeki Yahudi topluluğunun dini başkadır.
HAK : Hukuk
tarafından tanınan ve korunmasını isteme hususunda ferdin yetkili sayıldığı
menfaattir.
HAKİM VE SAVCI GÜVENCESİ : Hakim ve savcıların her türlü maddi ve
manevi baskıdan uzak olarak yargılama görevini yerine getirmelerini
sağlamaktır. Buna göre hakim ve savcılar görevlerinden alınamazlar, kendileri
istemedikçe 65 yaşından önce emekli edilemezler, aylık ödenek ve diğer özlük
haklarından yoksun bırakılamazlar.
HAKİMİYET-İ MİLLİYE : Ankara’da 10 Ocak 1920 yılında yayınlanmaya
başlayan gazetedir. Milli Mücadele sürecinde, Milli Mücadele’nin amacı ve
gerekçesi bizzat Atatürk’ün kendisi tarafından bu gazetedeki yazılarla iç ve
dış kamuoyuna duyurulmuştur.
HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU (H.S.Y.K.) : Hakim ve Savcıların tayin, terfi ve
atamalarıyla ilgilenen bağımsız bir kurumdur.
HAL : Padişahın
tahttan indirilmesi.
HALASKAR GRUBU (HALASKAR ZABİTAN GRUBU) : 1912’de
ittihat ve Terakki Hükümetlerine karşı kurulmuş olan gizli örgütün adıdır.
HALEF :
Birinin ardından gelip, onun yerine geçen kimse.
HALİFE :
Hz.Muhammedin ölümünden sonra var olan, devletin başına geçen ve devleti
yöneten siyasi liderlere verilen isim.
HALK OYLAMASI (REFERANDUM) : Devletin geleceği açısından önemli görülen
bazı konular hakkında yapılacak
uygulamaların kararının halk tarafından
verilmesini sağlamak amacıyla yapılan halk oylamasıdır. (Örnek: 1982 Anayasasının halk oylamasıyla
kabul edilmesi.)
HALKÇILIK : Kişilerin
dil,din,ırk ve cinsiyet farkı gözetilmeksizin kanunlar önünde eşit olması ve
devletin halk için varolmasıdır. Kısacası “halkın, halk tarafından halk için”
idaresidir.
HANEDAN : Monarşiyle
yönetilen devletlerde devlet yöneticisi çıkarma ayrıcalığına sahip olan soylu
aile.
HARBİYE NEZARETİ : Osmanlı
Devletinde Savunma Bakanlığına verilen addır.
HARİCİLİK : Hz.Ali
ile Muaviye arasında yapılan sıffin savaşından sonra Halifenin belirlenmesinin
Hakeme bırakılması sonucunda ortaya çıkan inanç mezheplerinden biridir. Hz.Ali
ordusundaki bazı kimseler onu terkedip ordusundan ayrılmışlar ve Hz.Ali’ye
isyan etmişlerdir. İşte bu sebeple isyan edenler karşı gelenler anlamına
bunlara Hariciyye denmiştir. Bunlar daha sonra islam devletinin ileri
gelenlerine suikast girişimlerinde bulunmuşlar ve Hz.Ali’yi şehit etmişlerdir.
HARİCİYE NEZARETİ : Osmanlı Devlet teşkilatında Dış İşleri
Bakanlığına verilen addır.
HATTI HÜMAYUN : Osmanlı Padişahlarının bizzat kaleme
aldıkları veya imzaladıkları belge veya emirlere verilen isimdir. (Örnek:
Gülhane Hattı Hümayunu)
HAVA SAHASI : Bir devletin yalnız kendisinin kullanma hakkı olduğu,başka
devletlerin ancak ilgili devletten izin
alarak yararlanabileceği gökyüzü parçası.
HAVASS : Seçkinler
tabakası, Okumuşlar, subaylar, mülkiye ve ve ilmiye sınıflarına mensup olanlar,
taşrada ise toprağın tasarruf hakkını ellerinde bulunduran ayan ve eşraf
zümresi.
HEYET-İ TEMSİLİYE (TEMSİLCİLER KURULU) : Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan
kararların uygulanması için oluşturulan kuruldur. Atatürk’ün başkanlığının
yaptığı bu kurul T.B.M.M.’nin açılmasına kadar çok önemli görevler üstlenmiştir.
HEYET-İ VEKİLE (İCRA VEKİLLERİ HEYETİ)
: Bakanlar Kurulu
HINÇAK : Çan sesi anlamına gelen cemiyet 1887’de Ermeniler tarafından
İsviçre’de kurulmuş, merkezi sonradan Londra’ya taşınmıştır. İstanbul’da da
şubesi olan cemiyetin amacı; Doğu Anadolu’yu
ele geçirerek, burasını Rus ve İran Ermeni bölgeleriyle de birleştirip, bağımsız bir Ermeni devleti kurmaktır.
HIYANET-İ VATANİYE KANUNU : Milli
Mücadele döneminde asker kaçaklarını, bozguncuları, isyancıları, casusları ve
Milli Mücadele aleyhtarı faaliyetler içinde bulunanları cezalandırmak amacıyla
29 Nisan 1920 tarihinde T.B.M.M.’de kabul edilmiş olan kanundur.
HİCRİ TAKVİM : Başlangıç olarak Hicret’i (622) kabul eden
ay yılına göre düzenlenmiş olan takvimdir. Osmanlı devleti döneminde
ihtiyaçları karşılamadığından, mali işlerde Rumi Takvim’e geçilmiştir.
HİLAFET ORDUSU
(KUVAYİ İNZİBATİYE) :
Kuvayi Milliye birliklerini etkisiz hale getirmek amacıyla 18 Nisan 1920
tarihinde İngilizlerin de silah yardımıyla, İstanbul Hükümeti tarafından
oluşturulan birliklerdir.
HİLAL-I AHMER : Osmanlı Devletinde “Kızılay” kurumuna
verilen isim.
HUKUK : Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım
gücünü belirleyen yasaların bütünü.
HUKUK DEVLETİ : Devletin işleyişinde fert ve devlet ile fertler
arası ilişkilerde tamamen hukuk kurallarının egemen olduğu hiç kimsenin hukuk
dışı davranma ayrıcalığı olmadığı, herkesin hukuk kuralları önünde eşit olduğu
ve her türlü anlaşmazlıkların hukuk çerçevesi içinde çözümlendiği devlet
biçimidir.
HÜKÜMET (BAKANLAR KURULU - KABİNE) : Yürütme kuvvetini kullanan yani yasal
çerçeveler içinde devlet çarkını
işleten kurumun adıdır. Genel Seçimlerde en yüksek oyu alan Siyasi Parti
Liderine Cumhurbaşkanı’nın hükümeti kurma görevini vermesiyle kuruluş süreci
başlar. Parti Lideri (Başbakan) hükümet üyelerini (Bakanları) saptadıktan,
sonra hükümet listesini Cumhurbaşkanı’na sunar. Cumhurbaşkanı’nın onayından
sonra hükümet kurulur. T.B.M.M.’ne sunulan hükümet listesi yapılan oylama ile
güvenoyu alırsa görevine devam eder.
HÜRRİYET VE İTİLAF FIRKASI :
Meşrutiyet döneminde ittihat ve Terakki Partisine karşı kurulan Saltanat
ve Hilafeti destekleyen partidir. Milli Mücadeleye karşı çıkmıştır. Anadolu’da zafer kazanıldıktan
sonra ortadan kalkmıştır.
ISLAHAT : Devlet ve toplum düzeninde aksayan kurumların aksaklık
nedenlerinin belirlenerek yapılan kısmi yenileşme hareketi (Örnek:Yeni Çeri
Ocağı yanısıra Nizam-ı Cedit Ordusunun kurulması)
İCRA : BAKINIZ YÜRÜTME
İÇTİHAT : Kanunların tam olarak açıklamadığı veya açıklamada yetersiz
kaldığı konularda DANIŞTAY veya YARGITAY
gibi üst hukuk kurumlarının o konuda kesin bir görüş belirtmesi ve hüküm
vermesidir. Bu hüküm daha sonra tüm devlet
kurumları ve fertler için kanun gücünde bağlayıcılığı vardır. (Örnek: Yasal olarak kira arttırımı ancak %
20 olabilirken, Yargıtay en yüksek oranı
% 65 olarak tespit etmiş ve bunu bir içtihat olarak yayınlamıştır.)
İDADİ : Osmanlı Devleti döneminde liselere verilen isim.
İDARİ YARGI : Fertlerle devlet veya devlet kurumlarının kendi aralarındaki
hukuki sorunları çözmek amacıyla yapılandırılmış olan hukuk sistemi.
İDEOLOJİ :
Belli bir konuda aynı doğrultudan genellikle düşünürler tarafından
ortaya atılan düşüncelerin oluşturduğu sistem. (Örnek Komünizm İdeolojisi,
Faşizm İdeolojisi)
İHTİDA : Başka bir
dinden, İslam dinine girmek.
İHTİLAL : Bir devletin siyasi, sosyal ve ekonomik
yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla mevcut hukuk kurallarına ve
kanunlara uymaksızın, cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi
(Örnek: Fransız ihtilali)
İLHAK :
Bir yeri, bir ülke parçasını zor kullanarak kendi ülke topraklarına
katmak. (Örnek: Hitler’in 1937’de Avusturya’yı Almanya’ya ilhak etmesi)
İLTİZAM : Osmanlı
toprak ve vergi sisteminin bozulmaya başlamasıyla birlikte vergi toplamada bazı
sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Bunun üzerine devleti bir bölgenin vergi
toplama işini peşin para ile bazı şahışlara vermeye başladı. Bu sisteme verilen
isim “İltizamdır” iltizamı alan kişilere ise “Müllezim” adı verilir.
İMALAT-I HARBİYE : Osmanlı Devletinin son döneminde ordu
ihtiyacını karşılayacak malzeme ve araç gereç üretim ve onarımı yapmak amacıyla
kurulmuş olan atelye ve fabrikalar.
İNFAZ : Mahkemeler tarafından verilmiş olan bir cezanın uygulamaya
geçirilmesidir.
İNGİLİZ MUHİPLERİ CEMİYETİ (İNGİLİZ DOSTLARI
DERNEĞİ) :
1919 Yılında İngiltere ile Osmanlı Devleti arasında işbirliğini sağlamak
amacıyla kurulmuştur. Hürriyet ve İttilaf Fıkrasının görüşlerini benimseyerek
Milli Mücadele’ye karşı çıkmıştır.
İNKILAP : Devlet ve toplum düzninde
aksayan kurumların topyekün kaldırılarak ihtiyaca cevap verebilecek yeni
kurumların getirilmesi. (Harf İnkılâbı,
Ölçü, Ağırlık birimlerinde İnkılâp)
İNKILAPÇILIK
: Atatürkçü Düşünce Sistemine dinamizm
kazandıran ilkedir. Toplumun ihtiyaçları doğrultusunda çağın, akılın ve bilimin
gerekli gördüğü yeniliklerin geçiktirilmeksizin yapılması esasına dayanır.
İNSAN HAKLARI (TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER) : İnsanın insan olarak doğmasıyla elde ettiği
haklardır. Bunlar; yaşama hakkı, mülkiyet hakkı, seyahat hakkı, haberleşme
hakkı, dilekçe hakkı, eğitim hakkı, kendini geliştirme hakkı, eşitlik hakkı,
düşünce özgürlüğü, düşündüğünü ifade hürriyeti v.s. dir.
İRADE :
Osmanlı Padişahlarının direktifleriyle yayınlanan ancak sadrazamın imza
veya mührünün bulunduğu belge emirlere verilen isimdir. (Örnek: Mustafa Kemal
Paşa’nın 3 ncü Ordu Müfettişliği görevinden alındığına dair irade)
İRADE-İ MİLLİYE : 14 Eylül 1919 yılında Sivas’da yayınlanmaya
başlayan bir gazetedir. Başından sonuna kadar Milli Mücadele’nin yanında olmuş,
vatansever gazetelerden biridir. Haftada iki kez yayınlanan bu gazete, ilk
sayısında Milli Mücadele’nin gerekçelerini yayınlamıştır.
İRADE-İ SENİYYE : Bizzat padişahın imzaladığı emir.
İRTİCA : BAKINIZ GERİCİLİK
İRTİDA : İslam
dininden ayrılarak başka bir dine girmek.
İSMET PAŞA (İNÖNÜ) :
1884 yılında İzmir’de doğdu. 1903 yılında
topçu okulunu, 1906 yılında Harp Akademisini bitirdi. Doğu Cephesinde Suriye ve
Filistin’de kolordu komutanlığı yaptı. Milli Mücadelenin hazırlık çalışmalarına
katıldıktan sonra Birinci TBMM.’de Edirne Milletvekili oldu. 3 Mayıs 1920’de
Genel Kurmay Başkanlığına getirildi. Ardından Batı Cephesi komutanlığına
atandı. Bu görev çerçevesinde I nci ve II nci İnönü Zaferlerinde ordu
komutanlığı, Kütahya, Eskişehir, Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruzda
cephe komutanlığı yaptı. Zafer sonrası Mudanya Ateşkeş Antlaşması ve Lozan
Barış Antlaşmasını imzalayan heyetlerin başkanlığını yürüttü. 6 Mart 1925’te
başbakanlığa getirildi ve 1937 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Atatürk’ün
vefatından sonra 11 Kasım 1938’den 14 Mayıs 1950’ye kadar dört devre
Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü. 20 Kasım 1961 - 5 Mart 1965 arası
Başbakanlık yaptıktan sonra 25 Aralık 1973 tarihinde vefat etti. Anıtkabire
defnedildi.
İSTANBUL MÜDAFA-İ MİLLİYE CEMİYETİ : İstanbul’da kurulan cemiyet iki kolda
faaliyetlerini yürütmüştür. MÜSELLAH (Silahlı) grubu Anadolu’nun işgaline
silahla karşı koymak düşüncesinde olup, Anadolu’ya silah kaçırır. MÜDAFA-İ
MİLLİYE GRUBU ise; yabancı kuvvetler, kuruluşlar, vatan hainleriyle ilgili
bilgileri Anadolu’ya duyurmak (Casusluk) görevini üstlenmiştir.
İSTİBDAT : Baskıcı (totaliter) devlet yönetimi. (Örnek:II.Abdülhamit
İstibdadı)
İSTİHLAS-I VATAN CEMİYETİ : Kasım 1918
de Manisa’da kurulmuştur. İlk kurulan cemiyetlerden olduğu için, Müdafa-i Hukuk
düşüncesinin öncüsü olmuştur. Daha sonra İzmir’de kurulan cemiyetlerle
birleşmiştir.
İSTİKLAL
MAHKEMELERİ : Milli Mücadele döneminde oluşturulmuş,
olağanüstü dönemin, olağanüstü yetkilerle donatılmış mahkemeleridir. Milli
Mücadelenin başlangıcında gerek işgal güçlerinin gerekse İstanbul hükümetinin
kışkırtmasıyla pek çok isyan çıkartılmıştır. Bu isyanların ele başlarının ve
kışkırtıcıların normal mahkemelerde yargılanmaları hem uzun sürmüş hemde
caydırıcılığı olmamamıştır. Bunun üzerine T.B.M.M. devlete karşı işlenen
suçları yargılayacak özel mahkemelerin kurulmasına karar verecektir. Bu amaçla
29 Nisan 1920 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu ve 11 Eylül 1920 tarihinde
“Firariler Hakkında Kanun” ile 14 bölgede İstiklal mahkemeleri kurulmuştur.
T.B.M.M. tarafından seçilen üçer üyeden oluşan mahkemeler bölge bölge dolaşarak
yargılamalarda bulunmuşlardır. 31 Temmuz 1922 tarihli, “İstiklal Mahkemeleri
Kanunu” ile her mahkemeye bir savcı bir de yedek üye verilmesi
kararlaştırılmıştır. Bu mahkemelerde yargılamalar halka açık yapılır, İddialar
ortaya atılır, Sanıkların savunmaları dinlenir ve karar verilirdi. İdam ve ağır
hapis cezalarının onayı TBMM.tarafından yapılırdı. Ceza onaylandıktan sonra
derhal infaz edilirdi. Milli Mücadele dönemi boyunca üç sene içinde vatana
ihanet, casusluk, bozgunculuk,kışkırtıcılık gibi suçlardan dolayı 1054 idam cezası
verildi. 1786 kişi çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. 41768 kişi dayak gibi
hafif cezalara çarptırılırken 11748 kişi beraat etti. (Fransız İhtilal
Mahkemelerinin sadece 1793 yılı içinde verdiği idam cezası 70.000 dir.)
Cumhuriyet ilanından sonra Şeyh Sait İsyanının çıkması üzerine kabul edilen
Takrir-i Sükun Kanunu ile Şark İstiklal
Mahkemesi ve İstanbul İstiklal Mahkemesi de kurulmuş ve rejime muhalefet
edenler yargılanarak cezalandırılmışlardır.
İSTİKRAZ : Borç
İSTİNAF MAHKEMESİ : Bidayet (ilk aşama) mahkemelerinin verdiği
kararları tekrar gözden geçiren temyiz mahkemelerine verilen isim.
İŞGAL :
Bir yeri, bir ülke parçasını zor kullanarak ele geçirme (Örnek:İzmir’in
işgali)
İTİLAF DEVLETLERİ : 1 nci
Dünya savaşında İngiltere Fransa ve İtalya’nın oluşturduğu devletler
topluluğunun adıdır.
İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ (FIRKASI) : II.Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı
savaşım vermek amacıyla kurulan gizli bir örgüt olup, Abdülhamid’in Anayasa’yı yeniden
yürürlüğe koymasını sağladı ve 1908 den sonra iş basına geldi. Atatürk’ünde üye
olduğu cemiyetin önde gelen üyeleri asker yada asker kökenli kişilerdir.
“Ordunun siyasete karışması” konusunda cemiyetin üyeleri ile anlaşmazlığa düşen Atatürk, bu cemiyetten
ayrılmıştır. Özgürlükleri sınırlamaya yönelmesi ve ülkeyi I.Dünya Savaşına
sokması yüzünden suçlanan cemiyet bu savaşın sonunda dağılmaya başlamış ancak
yurtdışına kaçmayan bazı üyeleri değişik partiler kurarak Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyetin ilk yıllarında da faaliyetlerine devam etmiştir.
İZMİR MÜDAFA-İ HUKUK-U OSMANİYE CEMİYETİ : 1 Aralık 1918 tarihinde, İzmir’in işgalden
kurtarılması ve Milli davamızı Avrupa’ya duyurmak amacıyla kurulmuştur. Redd-i
ilhak cemiyeti ile beraber; işgallere karşı; ayaklanma, toplantı ve protesto
eden telgraflar çekmek ve milli direnişi başlatmak görevini üstlenmiştir.
JEOPOLİTİK :
1. Coğrafya ekonomisi,
nüfus-vb.nin bir devletin politikası üzerindeki etkisi. 2. Bir devlette bir bölgede uygulanan politika
ile o yerin coğrafyası arasındaki ilişki
3. Bir devletin saldırgan nitelikteki genişlemesini, ekonomik ve siyasi
coğrafya açısından haklı kılmaya yönelik siyasi öğreti.
KABALAK : Birinci
dünya savaşında ordu mensuplarının kullandığı bir tür başlık.
KABİNE : BAKINIZ HÜKÜMET
KABOTAJ :
Bir ülkenin iskele veya limanları arasında gemi işletme işi. Türk
karasularında, Türkiyedeki akarsu ve göllerde gemi bulundurma, bunlarla gidiş
geliş ve taşıma yapma hakkı. Bu hak 1 Temmuz 1926 da çıkarılan bir yasa ile sağlandığı için her yıl aynı tarih
kabotaj bayramı olarak kutlanır.
KADI : Şeriat
hukukunu uygulamakla görevli olan yargıç.
KALPAK : Üstü
geniş ve yassıca posttan veya astragandan yapılmış bir tür başlık. Kuvvayi
Milliyecilerin kullandığı bir başlık olması sebebiyle Milli Mücadelenin sembolü
olmuştur.
KAMULAŞTIRMA
: BAKINIZ DEVLETLEŞTİRME
KANUN
HÜKMÜNDE KARARNAME :
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir kanunla (Yetki Kanunu) yetki vermesi
üzerine Bakanlar Kurulu tarafından yetki kanunu çerçevesinde belli konuları
düzenlemek amacıyla çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır. Bunlar tıpkı kanunlar
gibi resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girerler. (Örnek: Bakanlar Kurulunun
TBMM.’den aldıkları yetki kanunu çerçevesinde memur maaşlarında düzenleme
yapmayı içeren Kanun Hükmünde kararnameler)
KANUN (YASA) : Anayasanın yetkili kıldığı organ (T.B.M.M.)
tarafından yazılı bir şekilde kabul edilmiş bulunan genel, sürekli soyut ve yaptırım
gücü olan hukuk kurallarıdır. Kanunlar resmi gazetede yayınlandıktan sonra
yürürlüğe girer.
KANUN-U ESASİ : 1876 ve 1908 yıllarında ilan edilmiş olan
Osmanlı Devletinin Anayasalarına verilmiş olan isimdir.
KAPİTALİZM : Her türlü
üretim ve hizmet aracının sermaye sahibi olan şahışlara ait olması esasına
dayanan ekonomik ve sosyal sisteme verilen isim (Örnek : ABD)
KAPİTÜLASYON
: Bir devletin kendi yurttaslarının zararına
olarak başka bir devlete tanıdığı ticari, adli, siyasi, mali ayrıcalıklardır.
Bu ayrıcalıklar bir devletin bağımsızlığını simgeleyen YASAMA-YÜRÜTME ve YARGI
güçlerini kısıtladığından, Kapitülasyonları kabul etmiş olan devletler, tam
bağımsız sayılamazlar. Osmanlı Devletinin 15.yy.dan başlayarak değişik ülkelere
tanıdığı kapitülasyonlar giderek artırılmış, kaldırılması ancak Lozan
Antlaşması ile gerçekleştirilmiştir.
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI : Karadeniz havzasında bulunan devletlerin ekonomik
ve siyasi işbirliğini öngeren ve Türkiyenin öncülüğünü yaptığı bir teşkilattır.
Karadeniz havzasındaki devletlerin bir kısmının henüz siyasi ve ekonomik bazı
sorunlarını çözümleyememiş olmaları teşkilatın geliştirilmesine yönelik
girişimleri yetersiz kılmaktadır.
KARAKOL CEMİYETİ : Ulusal bağımsızlık savaşının başında,
Anadolu’ya silah kaçırarak yardımcı olmuşlardır. Ancak “Anadolu’nun tek
temsilcisi olarak kendilerini gördüklerinden”
tehlikeli olmuş ve Mustafa Kemal’in emriyle kapatılmıştır.
KARASULARI : Bir
devletin egemenliği altında bulunan, kıyılardan belli uzaklığa erişen deniz
şerididir. Türk karasularının genişliği, 1964’te çıkarılan bir kanunla en az 6
mil olarak kabul edilmiştir. Akdeniz ve Karadeniz de karasularımızın genişliği
12 mil, Ege de ise 6 mildir. (Yunanistan ile sorunlarımızdan biri karasuları
konusudur.)
KATILIMCI DEMOKRASİ
: Halkın dil,din,renk,ırk ve cinsiyet ayrımı
gözetmeksizin seçme ve seçilme hakkını özgürce kullandığı, halkın sivil toplum
örgütlenmeleri ile (dernek, odalar vs.) siyasi iktidar üzerinde denetleme ve
yönlendirme görevi yaptığı demokrasi anlayışına denir.
KAZA : BAKINIZ YARGI
KAZIM KARABEKİR PAŞA
: 1882 yılında İstanbul’da doğdu. 1902 yılında
Harp Okulunu, 1905 yılında Harp Akademisini bitirdi. 1917 de Mustafa Kemal
Paşanın 7 nci Ordu Komutanlığının emrinde kolordu komutanı olarak çalıştı.
Mustafa Kemal Paşanın istifası üzerine Ordu Komutan vekilliğine getirildi. Daha
sonra bu ordu Erzuruma gönderilerek 15 nci kolordu olarak tertiplendi ve başına
Kazım Karabekir Paşa getirildi. Muatafa Kemal Paşanın Milli Mücadeleyi
başlatmasıyla onun yanında yer aldı. TBMM’nin emriyle Ermeniler üzerine taarruz
ederek Ermenileri Gümrü Barış Antlaşmasını imzalamak zorunda bıraktı. Milli
mücadelenin kazanılmasından sonra Cumhuriyet ilanı ve İnkılapların yapılması
konusunda Mustafa Kemal Paşayla anlaşmazlığa düştü. 1924 yılında Rauf ORBAY ve
Ali Fuat CEBESOY’la birlikte muhalefete geçerek Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkasını kurdu. Fakat bu fırka kısa süre içinde eski rejim özlemlileriyle
dolunca kapatıldı. Atatürk’e İzmir’de düzenlenen suikast girişiminde kendi
partisinin elemanları rol alınca istiklal Mahkemesince Yargılandı ancak beraat
etti. Daha sonra siyasi hayattan çekildi. 25 Ocak 1948’de vefaat etti.
KIT’A SAHANLIĞI (ŞELF) : Bir anakaranın deniz altındaki doğal
uzantısına verilen isim. Kıt’a sahanlığına sahip olan devletler belli bir
derinliğe kadar olan bölgede deniz dibinden her türlü maden doğalgaz ve petrolü
çıkarma ve pazarlama hakkına sahiptir. (Derinlik 1982 Açık Deniz sözleşmesine
kadar 200 metre olarak hesaplanırken bu konferans sonrası “teknolojik olarak
işlenebilecek derinlik” kavramı geçerli olmuştur.)
KOLONİ : BAKINIZ SÖMÜRGE
KOMİSYON : TBMM’ne
verilen Kanun tekliflerini değerlendirip son şeklini verdikten sonra Mazbata
şeklinde Meclis genel kurulunun onayına sunan, Mecliste temsil edilen siyasi
partilerin üye dağılımlarına göre seçimle işbaşına gelen ve milletvekillerinden
oluşan kurul.
KOMİTA : Osmanlı Devleti döneminde özellikle azınlıkların kurmuş
oldukları ayrılıkçı silahlı çetelere verilen isim. (Örnek:Ermeni Komitaları, Rum Komitaları)
KOMÜNİZM : 1) Bütün malların, kişilerin değil,
toplumun sayıldığı ve ortaklaşa kullanılıp, özel mülkiyetin olmadığı sosyal ve ekonomik
toplum düzenidir. Bu durumu gerçekleştirme isteği özellikle toplumların
düzensizlik içinde bulunduğu zamanlarda ileri sürülmüş; ve toplumların içindeki
eşitsizliklerin kalkacağı, yoksulluk görülmeyeceği, kimsenin baskı altına
alınmayacağı, savaşlara bile gerek duyulmayacağı hedeflenmiştir.
2) Böyle bir düzenin kurulmasını amaçlayan
siyasi,ekonomik ve toplumsal öğreti.
KUŞÇUBAŞI EŞREF :
Harbiye mezunu subaydır.
İttihat ve terakki cemiyetinin oluşturmuş olduğu gizli servisin (Teşkilat-ı Mahsusa)
önde gelen liderlerinden biridir.
KUVA-İ MİLLİYE (ULUSAL KUVVETLER) : Türk
Bağımsızlık Savaşı boyunca iç ve dış düşmanlara karşı mücadele eden sivil ve
askeri güçlere verilen ad.
KUVAYİ İNZİBATİYE
: BAKINIZ HİLAFET ORDUSU
KUVAYİ SEYYARE (GEZİCİ KUVVETLER) : Kurtuluş
Savaşı’nın başlangıç yıllarında iç ayaklanmalarda önemli rol oynayan Çerkez
Ethem komutasındaki kuvvetlerdir.
KUVVETLER AYRILIĞI (GÜÇLER AYRILIĞI) : Yasama kuvvetinin meclise, yürütme kuvvetinin
bakanlar kuruluna, yargı kuvvetinin ise bağımsız mahkemelere bırakıldığı
sistemdir.
KUVVETLER BİRLİĞİ (GÜÇLER BİRLİĞİ) : Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin tek
bir kişi, makam veya meclis’in elinde bulunması. (Örnek: Milli Mücadele döneminde
Yasama, yürütme ve yargı yetkileri TBMM’ne aittir.)
KÜÇÜK ZABİT : Astsubay
KÜLTÜR : Dar anlamıyla, bir insanın edindiği bilgilerin unutulmayıp,
kullanabildiği, değerlendirdiği
bölümlerin tümüdür. Geniş anlamda kültür; bir toplumda; bilim, sanat ve
yaşama biçimi konularında ortaya atılarak biriktirilen değerlerin tümüdür.
KÜRDİSTAN TEALİ CEMİYETİ : Teali, yücelme, yükselme anlamındadır. 1918
yılında kurulan cemiyet, wilson ilkelerinden yararlanarak, bölücü bir amaç
gütmüştür. Amerika heyetiyle ilişkiler kuran cemiyet, Doğu Anadolu’da bağımsız
bir Kürt Devleti kurmak için, Amerika’nın iznini almaya çalışır. Milli mücadele
aleyhine de çalışmalarda bulunan cemiyeti , İngilizler Musul’u almak için
desteklemişlerdir.
KÜREK CEZASI : Ağır suç işleyenlerin ayaklarından zincirle
bağlanarak gemilerde kürek çekmesini öngeren ceza, Tanzimattan sonra bu
uygulama kaldırılmış ancak bu cezaya çarptırılanlar ağır işlerde
çalıştırılmışlardır. (Yol Yapımı Vs.)
LAİK HUKUK (POZİTİF HUKUK) : Kaynağını akıl ve bilimin gereklerinden
alan,her zaman toplumun gereksinimlerine göre değişebilen,her çağda çağdaş olma
özelliğine sahip evrensel hukuk anlayışıdır.
LAİKLİK : Kişi, toplum ve devlet yaşamına egemen olan kuralların tümüne,
tamamen aklın ve bilimin egemen olmasıdır.
LAYİHA : Düşünülen
bir şeyin yazılı hale getirilmesi, tasarı.
LEVANTEN : Osmanlı
Devletinde ticaretle uğraşan, doğu ve batı kültür özelliklerini kaynaştıran ve İstanbul
İzmir gibi önemli ticaret merkezlerinin belli semtlerinde oturan azınlık ve
yabancılara Avrupalıların verdikleri isim Türkler ise bu kişileri “Tatlısu
frengi” olarak isimlendirirlerdi.
LİBERALİZM :
Kişi özgürlüklerinin her alanda ve mümkün olduğu ölçüde az sınırlı
olması. Ekonomik liberalizm, ekonomi alanında kişilerin tam özgürlüğüdür.
Siyasal liberalizim ise, siyasal etkinlikler için kişilere tüm özgürlüklerin
tanınmasıdır.
LİVA :
Tanzimattan sonra vilayet ile kaza arasındaki birim (Mutasarrıflık =
Sancak) Liva yöneticilerine Mutasarrıf adı verilirdi. Aynı zamanda askeri
teşkilatta iki alaydan oluşan ve tümenden daha dar kadrolu (Tugay) birliğe de
bu isim verilirdi. Bu birlğin başındaki komutan Mirliva ünvanını alırdı.
LLOYD GEORGE :
Birinci dünya savaşında
ve Türk Kurtuluş Savaşı döneminde İngiltere’nin başbakanı. Osmanlı Devleti’nin
paylaşılmasında önemli rol oynadı. Yunanistan’ın doğu Trakyayı ve batı
Anadoluyu işgaline büyük destek verdi.
Türk Kurtuluş Savaşının başarıyla sonuçlanması üzerine siyasi hayatı bitti.
LORD GÜRZON : Türk Kurtuluş savaşı döneminde İngiltere dışişleri
bakanı. Lozan Antlaşmasına İngiliz hükümetini temsilen katılmıştır.
MAARİF : Osmanlı
devletinde eğitim sistemine verilen
isimdir.
MANDA (GÜDÜM) : Sömürgeciliğin başka bir boyutu olup, tam bağımsızlığına
kavuşamamış ülkelerin yönetiminin geçici olarak başka bir büyük bir devlete
bırakılmasıdır. İlk defa I.Dünya Savaşı sonrasında A.B.D. baskanı Wilson’un,
sömürgeciliği reddeden ilkelerine karşı itilaf devletleri tarafından 1919 Paris
Barış Konferansında ortaya çıkardıkları sömürgeciliğin yeni uygulama şeklidir.
MARKSİZM : Alman
filozof ve siyaset adamı Karl Marx’ın ortaya koyduğu ve her gerçeği yalnız
maddi sayan, Ruhun, zihnin, kutsal varlıkların ayrı gerçekler olduğunu kabul
etmeyen öğretidir.
MASLAHATGÜZAR : Dışişleri teşkilatında başka bir ülke
başkentinde görevlendirilen temsilciler Büyükelçi, Ortaelçi gibi ünvanlar
taşırlar. En alt düzeydeki temsilciye Maslahatgüzar adı verilir. İki ülke
arasında ilişkiler gerginleşince Büyükelçiler çekilerek temsil düzeyi
Maslahatgüzar düzeyine indirilir.
MAVRİMİRA :
Rumlar tarafından kurulan cemiyetin amacı; Osmanlı illerinde çeteler
kurup idare etmek, miting ve propogandalar düzenleyip, isyanlar çıkartarak Ege
bölgesinde ilerleyen Yunanlılara yardımcı olup, eski Bizans’ı yeniden
canlandırmaktır.
MEBUS : BAKINIZ MİLLETVEKİLİ
MEBUSAN (MİLLETVEKİLLERİ) MECLİSİ : Osmanlı Devleti parlamentosunu
oluşturan iki meclisten biridir.
Üyeleri seçimle iş başına gelmesine rağmen padişahın meclis üstünde hakları ve
yetkileri olduğu için, ulusal egemenliğe dayanan yasama görevini yerine
getirmesi olanaksızdı. Osmanlı Devletinin son mebusan meclisi 16 Mart 1920’de
İstanbul’un işgali üzerine dağıtılmıştır.
MECELLE : Tanzimattan sonra hazırlanan ve dini hukuk ile örfi hukuku
biraraya getirerek oluşturulan medeni hukuk düzenlemesi.
MECLİS :
Demokratik ülkelerde, halkın özgür iradeleri ile verdikleri oylarla ve
serbest seçimlerle oluşan, yasama ve kendi
içinden çıkardığı hükümet nedeniyle dolayısıyla yürütme görevini de
üstlenmiş olan kurul.
MECLİS ARAŞTIRMASI : Meclisin, belli bir konuda,
milletvekillerinden oluşan bir komisyon aracılığıyla derinlemesine araştırma
yapmasıdır. Komisyonun hazırladığı rapor T.B.M.M. genel kurulunda görüşülür.
MECLİS HÜKÜMETİ SİSTEMİ :
Bakanların, Cumhurbaşkanı
tarafından görevlendirilen Başbakan tarafından seçilmesi (Kabine Sistemi)
yerine Meclis tarafından tek tek seçildiği ve gene her birinin başbakana karşı değilde
Meclise karşı sorumlu olduğu hükümet sistemi. (Örnek: Birinci TBMM’de uygulanan
hükümet sistemi)
MECLİS SORUŞTURMASI : Bakanlar
Kurulu üyelerinin görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçların
araştırılmasını sağlayan, bir denetim yoludur. Meclis, soruşturma açılmasına
karar verirse 15 kişilik bir soruşturma komisyonu kurulur. Komisyon suçlu
olduğuna karar verirse, ilgili, yargılanmak üzere Meclis kararıyla Yüce Divan’a
sevk edilir.
MECLİS-İ UMUMİ (GENEL MECLİS) : Osmanlılarda Ayan Meclisi ve Mebusun
meclisinin birleşmesinden meydana gelen parlamentodur.
MEDENİ KANUN : Kişi hak ve özgürlüklerine önem veren, aile
hukukunda kadın ve erkek eşitliğini sağlayan 4 EKİM 1926 yılında yürürlüğe
giren kanuna verilen isimdir.
MEDENİYET (UYGARLIK) : Farklı
kültürlerin yan yana gelmesiyle ortaya çıkan değer bütününe verilen isimdir.
MEKTEB-İ İPTİDAİ : Osmanlı
Devleti döneminde ilkokullara verilen isim.
MEŞRUTİ MONARŞİ : Egemenliğin bir hükümdar ile halk tarafından
seçilmiş olan bir meclis arasında paylaşıldığı siyasi sistemdir. (Örnek: 1908
Sonrası Osmanlı Devleti)
MEŞRUTİYET : Hükümdarın yanında bir meclisin bulunduğu ve egemenliğin hükümdar
ile meclis arasında paylaşıldığı yönetim biçimi.
METROPOLİT :
İstanbul’daki Fener Rum Ortodoks Patriğine bağlı bölgelerde bulunan
kiliselerin dini lideridir. (Örnek:
İzmir Metropoliti Damaskinos)
MEZHEP : Bir dinin kaynaklarının farklı biçimde yorumlanmasından
oluşan yollar. (Örnek Sünnilik mezhebi)
MİLADİ TAKVİM : Başlangıç yılı “0” olarak kabul edilen bu
takvim güneş yılına göre düzenlenmiştir. 1925 yılında çıkarılan bir kanunla
Miladi Takvim kabul edilmiş, Ocak 1926’dan itibaren de yürürlüğe girmiştir.
MİLEN (MİLNE) HATTI : İngiltere’nin Karadeniz Orduları
Başkomutanı General Milne’nin 1919’da
Anadolu’da Yunanlılar’la Türkler arasındaki sınırı göstermek amacıyla
belirlediği cizgidir.
MİLLET : Geçmişte
bir arada yaşamış şimdi de bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama
inancında kararında olan, aynı vatana sahip çıkan, aralarında dil, kültür ve
duygu birliği olan insan topluluğuna verilen addır.
MİLLETLER CEMİYETİ (CEMİYET-İ AKVAM) : I.Dünya Savaşı sonunda, Savaşı önlemek
amacıyla A.B.D.Başkanı Wilsonun önerisi ile kurulan uluslararası örgüttür.
Merkezi tarafsız bir ülke olan İsviçre’nin Cenevre şehri olan cemiyetin
amacı ; a) Silahların kaldırılması ve azaltılmasını sağlamak b) Saldırıya uğrayacak devletlere yardım
etmek c) Anlaşmazlıkları barış yoluyla çözmek d) Savaş çıkaran devletlere karşı önleyici
ve şıkıştırıcı davranışlarda bulunmaktır. Milletler Cemiyeti bir kuvvete sahip
olamadığından kararlarını kabul ettiremedi. Anlaşmazlıkları önleyemedi, Büyük
devletlere karşı etkisiz kaldı. II.Dünya Savaşı sırasında her yönde yetersiz
kalıp, önemini yitiren cemiyet, savaştan sonra görevini, Birleşmiş milletler
örgütüne bıraktı.
MİLLETVEKİLİ (MEBUS) : Millete ait olan egemenlik yetkisini millet
adına kullanmak amacıyla serbest seçimlerle seçilip yasama organı olan meclis’i
oluşturan temsilcilerdir.
MİLLİ
KADINLAR CEMİYETİ :
İlk defa Sivas’ta, valinin yardımıyla kurulan cemiyetin, daha sonra
bütün şehirlerde şubeler açılmıştır. Amaçları; işgalleri kınayıcı protesto ve
mitingler yapmak, itilaf devletlerine ulusal davayı anlatan telgraflar çekmek
ve ulusal direnişe parasal yönden katkı sağlamaktır.
MİLLİ AHRAR : 4 Mayıs 1919 tarihinde kurulan
cemiyetin amacı, Mandaya karşı koymak ve bu fikri yaymaktır. Cemiyet aynı
zamanda İzmir’in kurtarılması için de çalışmalarda bulunmuştur.
MİLLİ EGEMENLİK : Devleti
yönetme gücü ve yetkisi olan egemenliğin bir kişi veya zümreye değil koşulsuz
millete ait olmasına denir.
MİLLİ GÜVENLİK KURULU (M.G.K.) : Cumhurbaşkanının başkanlığında Başbakan,
Genel Kurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz
ve Hava Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanının katılımıyla
oluşur. Devletin iç ve dış genel güvenliğini ilgilendiren çalışma ve
planlamaları yapar. Aldığı kararlar hükümete tavsiye niteliğindedir.
MİLLİ KONGRE
: 29 Kasım 1918 de kurulan cemiyetin amacı;
işgallerin haksızlığını ve Türk milletinin varlığını itilaf devletlerine
duyurmaktır.
MİLLİYETÇİLİK : Mensup olduğu milleti her bakımdan yüceltme azmine verilen isimdir. Atatürk’ün
milliyetçilik anlayışına göre kendini
Türk milletinin bir ferdi olarak
hisseden herkes Türktür. Irkçı yaklaşımı reddeder. Kültür ortaklığı en önemli
unsurdur.
MİSAK-I MİLLİ (ULUSAL ANT) : Atatürk tarafından hazırlanan ve özü Erzurum
Sivas Kongre kararlarında oluşan belgenin, 17 Şubat 1920’de Son Osmanlı
Meclisine, 18 Temmuz 1920’de T.B.M.M.’de kabul edilip, yayımlanmasıdır. 30 Ekim
1918 Mondros Mütarekesine göre işgal edilmeyen ve Türklerin çoğunlukta
bulunduğu yerleri milli sınır olarak kabul eden, Türkiye’nin bugünkü sınırları
içerisinde bağımsızlığını sağlamasını ön gören belge. Misak-ı Milli;
milliyetçilik akımının ve ulusal
kurtuluş Savaşı’nın temel yapısını oluşturmuş ve Sevr Antlaşmasında
T.B.M.M.’nin karşı teklifi olarak ortaya konmuştur.
MONARŞİ : Egemenliğin tek bir kişiye ait olduğu yönetim
sistemidir.(Örnek:Krallık, İmparatorluk vs.)
MUHAFAZAKAR : Gelenek, görenek ve dinsel kurallara çok katı biçimde bağlı olan
kişi.
MUTAASSIP : Yenilik ve değişime kapalı olan, tutucu kişilere verilen ad.
MÜDAFAA-İ HUKUK GRUBU : M.Kemal Paşa tarafından meclis
faaliyetlerinin daha düzenli ve planlı bir şekilde yürütebilmek amacıyla kendi
düşüncesinde olan milletvekilleriyle
1922 yılı başlarında T.B.M.M.’de kurduğu bir gruptur. Daha sonra Cumhuriyet
Halk Fırkası adını almıştır.
MÜDDE-İ UMUMİ : Osmanlı hukuk sisteminde “savcı”’ya verilen
isim.
MÜDERRİS : Medrese
hocası. Medresedeki öğretim üyelerinin en üst rütbesi.
MÜFTÜ : BAKINIZ ŞEYHÜLİSLAM
MÜHENDİSHANE-İ BAHRİ-İ HÜMAYUN : 1776 da deniz subayı yetiştirmek amacıyla
İstanbul Haliçte açılan okul. Burada Fransız askeri okullarının ders programları
uygulanırdı. 1834'te Heybeliadaya taşındı. 1842’de “Mekteb-i Bahriye-i Şahane”
Cumhuriyet döneminde ise “Deniz Harp Okulu” adını aldı.
MÜHENDİSHANE-İ BERRİ-İ HÜMAYUN : 1975 yılında İstanbul Halıcıoğlunda kara
topçu subayı yetiştirmek amacıyla açıldı. Fransız askeri okullarının ders
programları uygulanırdı. 1847’de “topçu ve mimar mektebi” adını aldı. Son
dönemde topçu sınıf okulu haline dönüştürüldü.
MÜLTEZİM
:
Osmanlı Davletinin son döneminde bir bölgenin iltizamını yani vergi
toplama hakkını devlet hazinesine peşin para vererek satın alan kişilere
verilen isim vergi toplama hakkını elde ettikleri için halktan çok ağır
vergiler almışlar ve halka eziyet etmişlerdir. Mültezimler kendi bulundukları
bölgenin adata tek hakimi haline gelmişlerdir. Son dönem Osmanlı devletinin en
büyük sosyal sorunları Mültezimler
yüzünden ortaya çıkmıştır.
MÜMTAZ SINIFI
: Osmanlı Devletinin son döneminde açılan
Erkan-ı Harbiye Mektebini (Harp Akademileri) başarıyla bitiren subaylara
Erkan-ı Harp (Kurmay) gerekli başarıyı elde edemeyenlere ise mümtaz ünvanı
verilirdi. Mümtaz subaylar belli bir süre izlendikten ve komutanlarından olumlu
sicil aldıktan sonra Erkan-ı Harp (Kurmay) ünvanı elde ederlerdi.
MÜNECCİM BAŞI : Osmanlı Devletinde ilmiye sınıfından (din
adamları sınıfı) saray memuru. Görevi, önemli tarihlerin saptanması için
astrolojik hesaplar yapmaktı. Yeni padişahın tahta oturması (cülus) savaş
ilanı, sadrazamın atanması vs. gibi konularda birtakım “nücum” (yıldız)
hesaplamaları yapar, uğurlu gün ve saati belirlerdi. Osmanlı yönetiminin
çağdışı, akıl ve bilimle bağdaşmayan uygulamalarından biri idi.
MÜRTECİ : BAKINIZ GERİCİ
MÜRİT : Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yolarını öğrenen,
onun doğrultusunda ilerleyen şeyhine körü körüne itaat eden kimse.
MÜSADERE : Osmanlı
Devletinde uygulanan cezalardan biridir. Gözden düşen ve görevden alınan devlet
memurlarının veya şeri mahkemelerin verdikleri kararlar doğrultusunda halktan
her hangi birinin mal ve mülklerinin bir kısmına veya tümüne devletin el
koyması esasına dayanır.
MÜSTANTİK : Sorgu
hakimi
N.A.T.O (NORTH ATLANTIC TREATY ORGANİZATİON =
KUZEY ATLANTİK ANTLAŞMASI ÖRGÜTÜ) : Belçika, Kanada,
Danimarka, ABD, Fransa, İngiltere, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Norveç,
Hollanda ve Portekiz’in “Kuzey Atlantik bölgesinde barış ve güvenliği korumak,
istikrarı ve huzuru geliştirmek amacıyla 4 Nisan 1949’da Washington’da
imzaladıkları antlaşma çerçevesinde kurulmuş olan Askeri ve Siyasi örgüt.
1952’de Türkiye ve Yunanistan’ın 1955’te Almanya’nın, 1982’de İspanya’nın
katılmış oldukları örgütün savunma
bölgesi üç komutanlığa ayrılmıştır. Avrupa Müttefik Yüksek Komutanlığı SACEUR
(Genel Karargah SHAPE); Atlantik Yüksek Komutanlığı SACLANT ; Manş Müttefik Komutanlığı veya CİNCHAN. En
yüksek organı Askeri Komite, örgüt üyesi devletlerin Genel Kurmay Başkanlığının
temsilcilerinden oluşur. İttifak üyesi olarak kalmak kaydıyla 1966’da Fransa,
1974’te de Yunanistan örgütün askeri kanadından çekilmişlerdir. Yunanistan
1980’de yeniden askeri kanada katılmıştır. Günümüzde Doğu Blokundan ayrılmış
olan Doğu Avrupa ülkelerinden bazıları NATO’ya
tam üye olmak amacıyla başvuruda bulunmuşlardır.
NAFİA :
Bayındırlık. (Örnek: Nafia Vekaleti= Bayındırlık bakanlığı.)
NAS : BAKINIZ DOGMA
NAZIR : BAKINIZ BAKAN
NİZAMNAME : BAKINIZ TÜZÜK
OLİGARŞİ : Egemenliğin bir sınıfı zümreye veya gruba ait olduğu yönetim sistemidir.
(Örnek: Eskiden Beyazların egemenliğindeki Güney Afrika Cumhuriyeti)
ONİKİ ADA : Trablusgarp Savaşı sırasında İtalyanlar tarafından işgal edilen
ve II.Dünya Savaşı sonrası 1947 Paris Sözleşmesi ile Yunanistan’a verilen
güneydoğu Ege adaları.
ORDU MÜFETTİŞİ : Osmanlı Devleti’nin son döneminde
kurulan,bölgesindeki tüm asker ve sivil yöneticilere emir verme yetkisini sahip
alan ordu komutanlığı görevidir.
OSMANLI DEVLETİNDE RÜTBELER:
MÜLAZİM-İ SANİ |
: Osmanlı
Devletinde Asteğmen rütbesi |
MÜLAZİM |
: Osmanlı
Devletinde Teğmen rütbesi |
MÜLAZİM-İ EVVEL |
: Osmanlı
Devletinde Üsteğmen rütbesi |
YÜZBAŞI |
: Osmanlı
Devletinde Yüzbaşı |
KOLAĞASI |
: Osmanlı Devletinde
Kıdemli Yüzbaşı ile Binbaşı
rütbesi arasındaki rütbe (ön Yüzbaşı) |
KAYMAKAM |
: Osmanlı
Devletinde Yarbay rütbesi |
MİRALAY |
: Osmanlı
Devletinde Albay rütbesi |
MİRLİVA |
: Osmanlı
Devletinde Tuğgeneral rütbesi |
2. FERİK |
: Osmanlı
Devletinde Tümgeneral rütbesi |
1. FERİK |
: Osmanlı Devletinde
Korgeneral rütbesi |
MÜŞİR |
: Osmanlı
Devletinde Orgeneral ve Mareşal rütbesi |
PAŞA |
: Osmanlılarda
Sivil-Asker üstdüzey devlet memurlarına verilen ünvan |
OSMANLICILIK : Tanzimat Devri’nin sonlarına doğru ortaya
çıkan fikir akımlarından biridir. Bu görüşü savunanlar, devletin sınırları
içinde yaşayan bireyler arasında dil, ırk ve din bakımından hiç bir fark
gözetmeksizin, hepsinin aynı hak ve yetkilere sahip olduğunu savunan devletin
de ancak bu görüş etrafında birleşmekle ayakta kalabileceğini savunan fikir
akımıdır.
ÖĞRETİ : BAKINIZ DOKTRİN
ÖRF : Halk
arasında eskiden beri uygulanan ve
herkesin uymakta zorunlu olduğu yazısız hukuk kurallarıdır. (Örnek :
Ölen bir erkek kardeşin karısıyla aile içinden başka bir erkeğin
evlendirilmesi)
ÖRFİ HUKUK : Bir toplumun gelenek ve göreneklerinden ortaya çıkan hukuk
anlayışıdır.
ÖZELLEŞTİRME : Devlet (Kamu) menfaati nedeniyle devletin
elinde bulunan üretim araçlarının (genelde sanayi tesislerinin) daha verimli
çalıştırabilecek özel girişimcilere satılmasıdır. (Örnek: Türk Hava Yollarının
özelleştirilmesi)
PAKT (ANTANT) : Andlaşma, bağlaşma sözleşme.
PALİKARYA :
İstanbul’da Rum delikanlıları, kabadayı geçinenleri ve özellikle de
kayıkçılık edenlere verilen isim.
PANISLAVİZM :
Slav soyundan gelen tüm halkların bağımsızlığını ve tek bir devlet
çatısı altında yaşamasını hedefleyen ve Osmanlı Devleti’nin son döneminde Rusya
tarafından uygulamaya sokulan düşünce akımı.
PANİSLAMİZM :
Tanzimat Devri’nden sonra ortaya çıkan fikir akımlarından biridir.
Memlekette İslamiyete ve dünyanın her tarafındaki müslümanlara önem veren ve
bütün müslümanlar arasında bir birliğin gerçekleşmesini mümkün kılmaya çalışan
ve devletin sosyal bağlarını din birliğinde arayan bir akımdır.
PANTÜRKİZM : Osmanlı
Devleti’nin kurtuluşunun islamcılık ve Osmanlıcılıkla mümkün olamayacağını,
kurtuluşun ancak Türk unsuruna dayanmakla mümkün olacağını kabul eden bir fikir
akımıdır. Ziya Gökalp’in temsilciliğini yaptığı bu görüş de kendi içinde uzak
ve yakın Türkçülük diye ayrılmaktadır.
PARLAMENTO : Meclis.
PATRİK : Ortadoks ve Doğu kiliselerinin başkanlarına verilen addır. ( Rus ve
Ermeni Patrikleri gibi )
PLEBİSİT : Bir
toprak parçası üzerinde yaşayan halkın herhangi bir devlete bağlanma veya özerk
veya bağımsız olma konusunda halkoylaması ile karar vermesidir. (Örnek: Lozan
Barış Antlaşmasında Türk heyeti Musul-Kerkük ve Süleymaniye bölgesinde Plebisit
yapılmasını önermiştir.)
POZİTİF HUKUK
: BAKINIZ LAİK HUKUK
RAUF ORBAY : Deniz Harp Okulu mezunudur. Dz.Kurmay Albay’lıktan
emekli olmuştur. İttihat ve Terakki Cemiyetine üye olmuş ve Balkan savaşlarında
Hamidiye kruvazörü ile Ege denizindeki faaliyetleriyle başarılı olmuştur.
Birinci dünya savaşında Teşkilat-ı Mahsusa ile (Osmanlı gizli servisi) İran ve
Kafkasya’da faaliyetlerde bulunmuştur. Milli Mücadelenin başlangıcında Kuvva-i
Milliyenin kuruluşunda yer almış Amasya Genelgesinin ilanında, Erzurum ve sivas
kongrelerinde görev yapmış son Osmanlı Mebusan meclisine İstanbul Mebusu
(Milletvekili) olarak girmiş burada Milli Mücadele yanlısı Felah-ı Vatan
(Vatan-ın kurtuluşu) grubunun başkanlığını yapmıştır. Son Osmanlı Mebusan Meclisince 28 Ocak
1920’de Misak-ı Milli’nin ilanı üzerine İstanbul işgal edilmiş Rauf Beyle
beraber 10 Mebus İngilizlerce Malatya ‘ya sürülmüştür. 1922 yılında ülkeye
döndükten sonra TBMM’de görev yapmış 1923 yılında Başbakanlık görevine
getirilmiştir. Saltanatın kaldırılmasına ve Cumhuriyetin ilanına karşı çıkmış,
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının genel Sekreterliği görevini yürütmüştür.
Atatürk’e Suikast girişimi nedeniyle yargılanmış ve hapis cezasına
çarptırılmıştır. Mahkeme öncesi gittiği
yurtdışından 1938 yılında genel af ilan edilmesine rağmen geri dönmemiş, Atatürk’ün ölümünden sonra
yurda dönmüş ve TBMM. Üyeliği ve Londra Büyükelçiliği görevlerinde bulunmuştur.
1963 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.
REAYA : Çoban ve
otlattığı sürü anlamındaki “raiyet” in çoğulu Osmanlı Devleti sınırları içinde
yaşayan herkese (özellikle toprakta çalışanlara) verilen ortak isim.
REDİF : Yedek
Asker Osmanlı ordusunda dört yıl muvazzaflık iki yıl ihtiyatlık (toplam altı yıl nizamiye askerliği) ardından on
dört yıl devam eden fiili olmayan askerlik yükümlülüğü savaş esnasında silah
altına alınırlar ve bunlardan redif tabur ve alayları oluşturulurdu.
REFERANDUM
:
BAKINIZ HALKOYLAMASI
REFET PAŞA (BELE) : 1881
yılında Selanik’te doğdu. 1899 yılında Harp Okulunu 1912 yılında Harp
Akademisini bitirdi. Irak Cephesinde Mustafa Kemal Paşanın emrinde kolordu
komutanlığı yaptı. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşanın emrinde Sivastaki 3
ncü kolordunun komutanı olarak Samsun’a çıktı. 6 Eylül 1920’de TBMM’de İçişleri
bakanı oldu. Ardından Batı Cephesi güney bölümü komutanı olarak atandı. Batı
Cephesi’nin tümüne İsmet Paşanın komutan olarak verilmesi üzerine TBMM’de
İçişleri ve Savunma Bakanlığı görevlerinde bulundu. Büyük taarruzda Mustafa Kemal
Paşa tarafından kendisine teklif edilen 1 nci Ordu Komutanlığı görevini kabul
etmedi. Cumhuriyetin ilanıyla muhalefetin yanında yer aldı. 2 Eylül 1963’te
İstanbul’da vefat etti.
REJİ : Osmanlı
Devleti döneminde; tütün işletmesini yöneten yabancı şirket. Bu Fransız şirketi
1925 tarihinde kabul edilen yasayla TEKEL olarak devlet mülkiyetine geçmiştir.
REJİM : Düzen.
Bir ülkenin yönetiminde temel alınan ilkelerin tümü.
RİFAT EFENDİ (RİFAT BÖREKÇİ) : Kurtuluş
Savaşı’nı her açıdan destekleyen dönemin Ankara Müftüsü’dür. Milli mücadele
yanlısı fetvalarından dolayı İstanbul Hükümeti tarafından ölüm cezasına
çarptırılmıştır.
RİSALE : Sayfa
sayısı fazla olmayan ve özellikle belli bir konuyu içeren küçük kitapçık.
RUM PONTUS : Batum’dan, İnebolu’ya kadar uzanan Karadeniz bölgesinde, Trabzon
merkez olmak üzere Rum Devleti kurmak amacıyla faaliyet gösteren Rumların
kurduğu zararlı bir cemiyettir.
RUMİ TAKVİM : Osmanlı devletinde mali işlerde kullanılmak üzere güneş yılına
göre düzenlenmiş bir takvimdir. 1 Mart bu takvimin başlangıcı kabul edilir.
RÜŞTİYE : Osmanlı Devleti döneminde ortaokullara verilen isim.
SADARET : Osmanlı
Devletinde Başbakanlık makamı (Bâb-ı Ali)
SADRAZAM : Osmanlı Devletinde yürütmenin başında bulunan kişi, Başbakan.
SAİT MOLLA : Türkçe yayınlanan “İstanbul Gazetesinin” sahibidir. İngiliz
Muhipleri Cemiyetinin de önemli
üyelerinden biri olan Sait Molla İngilizlere casusluk yapmış ve yurtdışıına
sürülmüştür.
SALTANAT : 1)
Bir ülkede, hükümdarın, Padişahın, Sultanın egemen olması
2) 2) 2)
2) Bolluk, zenginlik,gösterişli yaşayış
SAYIŞTAY : Harcama yetkisine sahip olan devlet kuruluşlarının
gelir ve giderlerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetleyen
devlet kurumudur.
SEFARET : Elçilik
SELEF : Bir
görevde, bir makamda kendinden önce bulunmuş olan kimse, önceki
SENATO (CUMHURİYET SENATOSU) : 1961 Anayasası TBMM’ni Millet Meclisi ve
Cumhuriyet Senatosu olmak üzere iki meclisten oluşturmuştur. Senato serbest
seçimlerle seçilen yüzelli üye ve Cumhurbaşkanınca seçilen onbeş üyeden oluşur.
Senatoya seçilebilmek için kırk yasını, doldurmuş ve yüksekokul mezunu olma
şartı aranır. Cumhuriyet senatosunun kuruluş amacı yasama işlevinin öğrenim
düzeyi yüksek Senato ile Millet Meclisinin koordinesiyle da verimli hale
getirilmesidir. 1982 Anayasası ile Cumhuriyet Senatosu kaldırılmıştır.
SERBEST CUMHURİYET FIRKASI : Çok
partili yaşama geçmenin zorunluluğunu her fırsatta dile getiren Atatürk’ün
girişimleriyle 12 Ağustos 1930 yılında Fethi Bey tarafından kurulmuştur. Bu
siyasi parti etrafında da Cumhuriyet karşıtı gericilerin toplanması nedeniyle
Fethi Bey bu partiyi 17 Kasım 1930’da kapatmıştır.
SEYYİD :
Peygamberin torunu ve Hz.Ali’nin büyük oğlu olan Hz.Hasan’ın soyundan
gelenlere verilen bir unvan. Bu kişilere toplum içinde büyük hürmet
gösterilirdi. Nakibül Eşraflık adı verilen bir kurum bunların durumlarıyla
ilgilenir ve devlet bu kişilere muhtaç durumu düşmeyecek bir gelir sağlardı.
SİYASİ PARTİ : Bir siyasi düşüncesi ve programı olan ve
devleti yönetmeye talip olan siyasi örgütlenmedir.
SKOLASTİK : Orta çağ Avrupasında egemen olan düşünce sistemine verilen addır. (Gelişme ve yeniliklere
kapalı bir düşünce sistemidir.)
SOFTA : 1. Medrese
öğrencisi, 2. Bir görüşe bir insana körü körüne bağlanan kimse, 3. Yaşadığı çağın gerisinde kalmış, geri
kafalı kimse.
SOSYAL DEVLET :
Vatandaşlarının sosyal durumlarıyla ilgilenen, onlara asgari bir yasam seviyesi
sağlamayı, sosyal adaleti ve sosyal güvenliği gerçekleştirmeyi ödev bilen
devlettir.
SOSYALİZM : Üretim ve değişim araçlarını topluma mal edilmesini, ekonominin,
devlet tarafından düzenlenmesini, yönetilip denetlemesini, ihtiyaç maddeleri ve
kazancın dağıtılıp, dengeleştirilmesini, öngeren toplumsal refahı devlet
insiyatifinin getireceğini savunan, işçilerin yönetime katılmalarına ağırlık
veren, hür teşebbüsü devletin ve sendikaların baskısı altında tutmaya çalışan
telkin ve propagandalarını, eğitim,tarım ve vergi reformları üzerinde
yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi öğretiye verilen ad.
SÖMÜRGE (KOLONİ) : Özellikle Coğrafi keşiflerden sonra Askeri
ve Siyasi gücü olan Avrupa ülkelerinin dünyanın çok değişik bölgelerinde
edindikleri ve hertürlü yeraltı yerüstü kaynaklarından yararlandıkları toprak
veya ülke. (Örnek: İngiltere’nin sömürgesi olan Hindistan, Yeni Zelanda vs.)
SUÇ :
Kanunun ceza korkutmasıyla (tehdidiyle) yasaklamış olduğu davranışlardır.
SULTANİ : Osmanlı Devleti döneminde yabancı dille eğitim yapan liselere
verilen isim. (Örnek:Galatasaray Sultanisi)
SÜNNİLİK :
İslam dininin mezheplerinden biri. Üyeleri kendilerinin islam doğmalarına
en uygun biçimde hareket ettiklerine inanırlar. Dört alt gruba ayrılır:
Hanefilik, Malikilik, Şafilik, Hanbelilik, Sünni anlayışta bu dört alt mezhep
de bir birine denk sayılır ve eşit derecede geçerlidir.
ŞEHREMİNİ : Osmanlı
Devletinde İstanbul Belediye Başkanına verilen unvan.
ŞELF : BAKINIZ
KIT’A SAHANLIĞI
ŞER’İ HUKUK : Kaynağını islam dininin esaslarından aldığını varsayan,
uygulanış esasları kişi ve ülkelere göre değişkenlik gösteren hukuk sistemdir.
ŞER’İYE MAHKEMESİ : Kadı’nın başkanlık ettiği dinsel hukuka göre
hüküm veren mahkeme.
ŞER’İYE VE EVKAF VEKALETİ : 3 Mart 1924 yılında Halifelik ile birlikte,
Laik devlet yönetiminin zorunlu bir gereği olarak ortadan kaldırılan “Din
İşleri Bakanlığının” adıdır.
ŞERİF :
Peygamberin torunu ve Hz.Ali’nin küçük oğlu olan Hz.Hüseyin’in soyundan
gelenlere verilen bir unvan. Bu kişilere toplum içinde büyük hürmet
gösterilirdi. Nakibül Eşraflık adı verilen bir kurum bunların durumlarıyla
ilgilenir ve devlet bu kişilere muhtaç duruma düşmeyecek bir gelir sağlardı.
ŞEYH (BABA) : Tekke başkanlarına verilen ad.
ŞEYH SAİT : Doğuda bir aşiret reisi ve
aynı zamanda Nakşibendi tarikatı şeyhidir. 13 Şubat 1925 yılında Elazığ
Merkezli kürtçü ve dini niteliği bulunan bir ayaklanmanın çıkmasına neden
olmuş, 29 Haziran 1925 günü bu ayaklanmada rolü bulunan 47 kişiyle birlikte
idam edilmiştir.
ŞEYHÜLİSLAM (MÜFTÜ) : Osmanlı Devletinde ilmiye (din adamları)
teşkilatının başında bulunan ve günümüzde Diyanet İşleri Başkanı ile Adalet
Bakanlarının görevini yapan bir devlet görevlisi. Önemli konularda alınan
kararların dine uygun olup olmadığını belirten fetvayı vermekle de görevlidir.
Şeyhülislamlar genellikle kadılar arasından seçilirdi. Bu göreve şu sırayı
izleyerek getirilirdi. Bursa kadısı, Edirne kadısı, İstanbul kadısı, Anadolu
Kazaskeri, Rumeli Kazaskeri, Şeyhülislam Devlet yönetiminde verdikleri
fetvalarla çok önemli bir etkinlikleri vardı.
ŞİİLİK : Hz.Muhammed’in ölümünden sonra Hz.Ali’nin ilk halife olmasını ve
onun soyundan gelenlerin halifelik yapmasını gerekli görenlerin, sünni inançtan
ayrılarak oluşturdukları mezheptir. Çeşitli kollara ayrılan şiiler ibadet
konusunda sünnilerden ayrılır. Allah’ın birliği Hz.Muhammed’in Peygamberliği
Kur’an ve hadisleri benimseyen şiiler, aynı zamanda 12 imama inanırlar.
Günümüzde Caferilik, Batınilik ve İsmailiye gibi alt mezheplere ayrılan şiiliğin en yaygın olduğu ülke İran’dır.
TAHKİMAT : Bir yeri, düşman saldırısına
karşı koruyabilecek duruma getirmek için, yapılan her türlü savunma tesisine
verilen ad.
TAKRİR : Herhangi bir konuda yetkili olan bir makama
yapılan yazılı duyuru yada başvuru.
TAKRİR-İ SÜKUN KANUNU : Terrakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Şeyh Sait
İsyanı’nın yarattığı tehlikelerin ve olağanüstü şartların ortaya koyduğu
engelleri önlemek amacıyla 4 Mart 1925 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Önce iki
yıl için çıkarılan kanun, iki yıl daha uzatıldıktan sonra 4 Mart 1929’da
yürürlükten kaldırılmıştır. Üç maddeden oluşan bu kanunla hükümete parti
kapatmaktan gazete kapatmaya kadar yetkiler verilmiştir. Daha sonraki
inkılapların gerçekleşmesi açısından bu kanun çok büyük yarar sağlamıştır.
TALAT PAŞA : 1874 yılında kırcaalide doğdu. Selanik hukuk okulunda
bir süre okuduktan sonra posta teşkilatında işe başladı ve II. Meşrutiyetin
ilanı öncesi Selanik Posta başkatibiydi. İttihat ve Terakki Cemiyetinin
kuruluşunda önemli rol oynadı. II.Meşrutiyetin ilanından sonra bazı devlet
görevlerinde bulunduktan sonra 1913’te bir hükümet darbesiyle Enver ve Cemal
Paşalarla yeni hükümeti kurdu ve Mondros Mütarekesine kadar Dahiliye Nazırlığı
(İçişler bakanı) görevinde bulundu.
Mütareke döneminde cezalandırılacağı endişesiyle Berlin’e kaçtı. 15 Mart 1921
günü Berlin’de bir Ermeni terörist tarafından öldürüldü.
TALİMATNAME : BAKINIZ YÖNETMELİK
TAMİM : BAKINIZ GENELGE
TANZİMAT :
Devlet ve hukuk sisteminde yapılan düzenlemeler. (Örnek:Tanzimat Fermanı)
TANZİMAT FERMANI : BAKINIZ GÜLHANE HATTI HÜMAYUNU
TARİKAT : Bir din içinde tasavvufu, gizemciliğe dayanan inançta ve kimi
ilkelerde birbirinden ayrılan dinsel örgütler, örgütlenmeler, Tanrı’ya ulaşma
yollarından her biri, 30 Kasım 1925’te kabul edilen yasa ile yasaklanmıştır.
(Mevlevilik, Bektaşilik)
TASFİYE-İ RÜTEB KANUNU : II.Abdülhamit döneminde haketmedikleri makam
ve rütbelere getirilmiş olan kişilerin rütbelerinin indirilmesi amacıyla
ittihatçılar tarafından 5 Ağustos 1909 tarihinde kabul edilen bir kanun. Bu kanunla
alaylı subaylar önemli ölçüde ordudan uzaklaştırılmış ve rütbe terfi ve
atamaları belli kurallara bağlanmıştır.
TAŞNAK SÜTYUN : Ermeni ihtilâl cemiyeti ittifakı anlamına gelen cemiyet, 1890 da Tifliste
kurulmuş olup, amacı; Türkiye’de faaliyet gösteren Ermeni Cemiyetlerini
birleştirerek, onlara yardım etmek ve Ermenistan’ın kurulmasını sağlamaktır. Bu
amaçla değişik yer ve zamanlarda isyanlar çıkarmışlardır. (1894 Sason - 1895
İstanbul)
TEALİ-İ İSLAM CEMİYETİ : İlk olarak Medrese öğretmenleri tarafından
Konya’da kurulan cemiyet islami görüşe bağlı olup Padişah ve halifeyi
destekler, Padişahtan başka kuvvet tanımayan, Hürriyet ve itilaf partisini
destekleyen cemiyete göre; dernek mensubu olmayanlar kafirdir.
TECEDDÜT FIRKASI : Yenileşme, yeni olma anlamına gelip 9 Kasım
1918 tarihinde, ittihat ve Terakki’nin yurt dışına kaçmayan üyelerinin kurduğu
partidir. Padişaha bağlı olarak, meşruti yönetim ve Osmanlıcılık fikrini
savunurken, batılılaşmaya da karşıdır.
TEKALİF-İ MİLLİYE EMİRLERİ : Sakarya
Savaşı öncesi çıkarılan ulusal vergiler olup, halkın elinde ne varsa
(Çorap,çamaşır,çarık,nal,çivi,tuz,yağ...) T.B.M.M. hükümetine vermesini öngören
emirlerdir. Bu emirlerle Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Türk Ordusu ve
milletinin içindeki zor şartları
göstermektedir.
TEKKE VE ZAVİYE : Bir mezhep içinde çeşitli anlayış
biçimlerine sahip insanların oluşturduğu Tarikatların toplantı ve geceleri
yaşama yerleri. Tekkelerin küçüklerine
zaviye denir. 30 Kasım 1925’te kabul edilen yasa ile kapatılmıştır.
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
: BAKINIZ İNSAN HAKLARI
TEMSİLCİLER KURULU : BAKINIZ HEYET-İ TEMSİLİYE
TEMYİZ : Adli veya
idari mahkemelerce verilmiş olan bir hükmün üst mahkemeler olan Danıştay ve
Yargıtayda yeniden görüşülmesi işidir.
TEOKRASİ : Egemenliğin kaynağını dinsel doğmalardan alan yönetim
sistemidir. (Örnek: İran)
TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI : Kurtuluş Savaşı boyunca yurdu işgalden
kurtarmak için birlik içinde çalışan bazı komutanlar ve milletvekilleri
arasında, saltanat ve hilafetin kaldırılması ile Cumhuriyet’in ilanından sonra
görüş ayrılıkları çıktı. Mevcut görüş ayrılıklarının giderek artması sonucu
Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan ayrılan milletvekilleri 17 Kasım 1924’te bu
partiyi kurdular. Partinin Başkanı Kazım Karabekir, diğer mensupları da Ali
Fuat Paşa ve Rauf Orbay gibi kişilerdi. Bu siyasi parti, ülkede bir çok
ayaklanma ve Cumhuriyet karşıtı olumsuz olaylara ortam yaratmıştır. Şeyh Sait
Ayaklanması’nda da rolü olması dolayısıyla 5 Haziran 1925’te kapatılmıştır.
TEŞKİLAT-I ESASİYE KANUNU : Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından 20 Ocak 1921 tarihinde kabul
edilmiş olan 24 Maddelik Anayasaya verilen isim.
TEŞRİİ : BAKINIZ YASAMA
TEŞKİLAT-I MAHSUSA :
İttihat ve Terakki Partisinin
oluşturmuş olduğu gizli haberalma servisinin adıdır. Önde gelen üyeleri
Süleyman Askeri, Kuşçubaşı Eşref, Hüsamettin ERTÜRK ve Rauf ORBAY’dır. Birinci
dünya savaşında İran, Azarbaycan ve Balkanlarda yoğun faaliyet göstermiştir.
Türk kurtuluş savaşının başlamasıyla pekçok üyesi Mustafa Kemal Paşa ve
TBMM’nin emrine girmiştir. İstanbul’dan Anadoluya insan ve silah kaçıran
Mim-Mim Karakol vs. gibi gizli cemiyetler bu cemiyetin devamı olarak önemli
hizmetler vermişlerdir.
TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU : (Öğretim Birliği Kanunu) 3 Mart 1924
yılında, eğitimde birlikteliğin,bütün öğretim kurumlarının devletin denetim ve
gözetiminde bulunmasının ve çağdaş bir öğretimin gerçekleştirilmesini sağlamak
amacıyla çıkarılan kanundur.
TOTALİTER : Egemenlik gücünün tek elde toplandığı ve demokratik olmayan,
baskıcı devletlere verilen genel ad.
TRABZON MUHAFAZA-İ HUKUK-U MİLLİYE CEMİYETİ : 12 Şubat 1919 tarihinde, bölgedeki Ermeni
ve Rum tehlikesine karşı kurulan cemiyet, bir yandan padişah yanlısı olmasına
rağmen, Sivas Kongresinden sonra Müdafa-i Hukukçu olmuştur.
TRABZON VE HAVALİSİ ADEM-İ MERKEZİYET CEMİYETİ : Trabzon’u işgalden korumak ve azınlıklara
karşı koymak amacıyla itilafçı kesim tarafından kurulmuştur. Sonrada, Halife ve
Padişah yanlısı olan Hürriyet ve itilafla birleştiğinde zararlı hale gelmiştir.
TRAKYA PAŞAELİ CEMİYETİ : 2 Aralık
1918 tarihinde Batı Trakya’nın düşman işgaline karşı savunulmasını sağlamak,
bölgenin Yunanistan’a katılmasını engellemek, Rumların teşkilatlanmasına mani olup,
silahlı direnişi başlatmak amacıyla kurulan yararlı bir cemiyettir.
TURANCILIK : Dünya
yüzeyinde yaşayan bütün Türkleri tek bir devlet altında birleştirmeyi ve Türk
ırkının üstünlüğü anlayışını yerleştirmeyi
amaç edinmiş aşırı ırkçı bir siyasal akım
TÜZÜK (NİZAMNAME) : Herhangi
bir kanunun uygulanmasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri belirtmek
üzere, kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve Danıştayın incelenmesinden
geçirtilerek Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilen yazılı hukuk kurallarıdır.
(Örnek: Karayolları trafik tüzüğü, Ticaret sicili tüzüğü, iş süreleri tüzüğü)
ULUSAL ANT : BAKINIZ MİSAK-I MİLLİ
ULUSLARARASI ADALET DİVANI :
İlk biçimi ile, Milletler
Cemiyeti Antlaşmasıyla kurulan devletler
arası uyuşmazlıkları, tarafların isteği üzerine çözen bir mahkemedir.
Hollanda’nın Lahey kentindedir. Günümüzde Birleşmiş Milletler örgütüne bağlıdır.
UYGARLIK : BAKINIZ
MEDENİYET
ÜMMET : Kavim ve
ırk ayrımı gözetmeksizin bütün müslümanların tek bir ideal altında
birleştirilmesi anlayışı. Bunun yerine zaman zaman “Millet-i İslamiye” deyimi
de kullanılırdı.
VAKIF : Bir kişinin sahip olduğu bir malı, bir hayır işine tahsis etmesi
ile oluşan tüzel kişilik.
VARŞOVA PAKTI
: NATO’nun kurulması üzerine doğu bloku
ülkelerinin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğin öncülüğünde 14 Mayıs
1955’te kurmuş oldukları siyasi ve askeri örgüt üye olan devletler S.S.C.B.,
Arnavutluk, Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Romanya ve Çekoslovakyadır.
(1956’da Doğu Almanya da üye olmuştur.) Çıkan bazı anlaşmazlıklar sonucu
Arnavutluk daha sonra üyelikten ayrılmıştır. Üye ülkelerin 1 Temmuz 1991 de
Pragda bir araya gelerek aldıkları bir karar sonucu Varşova paktı son bulmuştur.
VELİAHT : Bir hükümdarın ölümü ya da tahtan çekilmesinden sonra tahta
geçmeye aday olan kimselere verilen ad.
VEKİL : BAKINIZ BAKAN
VENİZELOS : I.Dünya savaşı öncesinde Yunanistan’da başbakan
oldu. Yunanistan’ın I.Dünya savaşına girmesini sağladı. Mütareke sonrası Batı
Anadolu’nun ve doğu Trakya’nın Yunanistan’a verilmesi için Paris barış
konferansında karar alınmasını sağladı.
Anadolu’nun işgal projesini hazırladı. Ardından kralcıların hükümet
darbesiyle yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Kral Konstantin hükümete tamamen
hakim oldu. Yunan Ordusunun Anadolu bozgunundan sonra Konstantinin Yunanistan’ı
terketmesi üzerine ülkesine geri döndü. Lozan Antlaşmasında Başbakan olarak
imza koydu. Cumhuriyet döneminde eski düşmanlıkların unutulması amacıyla
Atatürkle yakın ilişkide bulundu. 1930 yılında Türk-Yunan dostluk ve iyi
komşuluk ilişkisi Antlaşması imzalanmasına önayak oldu. Son yüzyılda
Yunanistan’ın yetiştirdiği en iyi siyaset adamlarından biridir.
VERGİ : Kamu giderlerini karşılamak amacıyla devletin tek taraflı
olarak,kişilerin gelir ve mallarından aldığı ekonomik değerdir.
VEZİR : Osmanlı
Devlet yönetiminde en yüksek dereceli sivil yöneticilere verilen unvan sayıları
sınırlı olan bu yöneticiler bu gün Bakanlara karşılık gelmektedir.
VİLAYAT-I SİTTE : Doğuda bulunan altı ile verilen ad.
(Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Sivas ve Bitlis illeri)
WİLSON İLKELERİ : A.B.D. Başkanı Wilson’un 1918 yılında
Amerikan Kongresine sunduğu 14 ilkeden oluşan prensiplerine verilen addır.
WİLSON PRENSİPLERİ CEMİYETİ : İlk önceleri, wilson ilkelerinin etkisiyle
kurulmuş bir cemiyettir. Daha sonra wilson ilkelerinin saptırıldığını görünce
derneği kapatarak,milli mücadeleye katılmışlardır.
YARGI : Hukuk kurallarının bağımsız ve tarafsız mahkemelece belli bir olaya
uygulanmasına yargı denir.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI : Yargının hiç bir baskı altında kalmaksızın
görevini yürütebilmesidir.
YASA : BAKINIZ KANUN
YASAMA (TEŞRİİ) : Devlet ve toplumu şekillendiren yasaları
yapma gücü ve yetkisine verilen isim.
YASAMA DOKUNULMAZLIĞI
: BAKINIZ DOKUNULMAZLIK
YAVER :
Devlet başkanlarıyla komutanların yanında bulunan ve onların emirlerini
yazmakla, gereğinde yerine ulaştırmakla görevli subay.
YEŞİLORDU CEMİYETİ : Milli Mücadele
döneminde özellikle eski ittihatçıların batı cephesi bölgesinde kurmuş
oldukları Sosyalist eğilimli gizli bir cemiyettir. Bilinen en ünlü üyeleri
Çerkes Ethem ve ağabeyleri Tevfik ve Reşit Beylerdir. Eskişehirde “Seyyare-i
Yeni Dünya” adıyla bir gazete yayınlamışlardır. Daha sonra Mustafa Kemal
Paşa’nın etkili mücadelesi sonucu cemiyet etkisiz hale getirilmiş, gazete ise
kapatılmıştır.
YOBAZ : Çağdaş yaşamın gereklerine uyum sağlayamayan, toplum dışı
kişilere verilen ad.
YÖNERGE :
Kamu kuruluşlarının kendi birimlerinde bulunan bazı alt unsurların
çalışma esaslarını düzenledikleri kurallardır. (Örnek: : Orta Dereceli Askeri
Okullar Rehberlik ve Psikolojik Danışma Yönergesi)
YÖNETMELİK (TALİMATNAME) :
Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişiliklerinin uygulama
alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere
ve bunlara aykırı olmamak şartıyla çıkarttıkları yazılı hukuk kurallarıdır.
YÜKSEK SEÇİM KURULU (Y.S.K.) : Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin
düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve
yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün
işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim
konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin
karara bağlama ve T.B.M.M. üyelerinin seçim tutanaklarını (Mazbata) verme görevini yerine getiren kurumdur.
YÜRÜTME (İCRA) : Devleti yönetme ve yasaları uygulama gücü ve
yetkisine verilen isim.
YÜZELLİLİKLER
: Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkan, Lozan Barış
Antlaşması’na bağlı genel af dışında bırakılan 150 kişiye verilen addır. Vatan
hainliği suçuyla yurtdışına çıkarılan bu kişiler 1938 yılında çıkarılan bir
yasayla bağışlanmışlardır. Bu hainler gazeteciler, çete reisleri, asker ve
sivil padişah yandaşlarından oluşmaktaydı.
ZABİT : Subay
ZADEGAN SINIFI : Üst düzey
devlet görevlileri ve Osmanlı hanedanında olan Şehzadelerin Harb Okulundaki
özel sınıflarına verilen verilen isim. Bu kişilere özel muamele edilirdi.
Eğitim, yeme ve yatma imkanları normal öğrencilerden çok daha üst düzeydeydi.
ZAPTİYE : Atlı ve
yaya görevlilerden oluşan bu günkü anlamda polis ve Jandarmanın görevlerini
üstlenmiş olan kolluk ve güvenlik kuvvetlerine verilen isim.