KAVRAMLAR,TERİMLER
VE
İSİMLER SÖZLÜĞÜ
ADLİ YARGI : Toplum içinde fertlerin aralarındaki hukuki
sorunları çözmek amacıyla yapılandırılmış olan yargı sistemidir. Medeni
yargılama hukuku ve ceza yargılama hukuku olmak üzere ikiye ayrılır.
AĞA
: Halka ve
yeniçeri ocağına özgü bir unvan olup 19.yy.da daha çok,okuyup yazması olmayan
redif subaylarına ve komutanlarına verilmiştir. Halk arasında ise aile
büyüklerinin derebeyi kökenli köy ve kasaba ileri gelenlerinin ve liderlerinin
kullandıkları bir ünvandı.
AHMET ANZAVUR : İstanbul Hükümeti yanlısı eski bir jandarma
subayıdır. Milli Mücadeleye karşı Manyas, Susurluk, Gönen, Adapazarı ve Geyve
bölgelerinde ayaklanma çıkarmıştır. Yunanlılarla işbirliği yapan Anzavur 1921
yılındaki bir çarpışmada öldürülmüştür.
AKIM (CEREYAN) : Sanatta,
siyasetle, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş yöntem, hareket,
cereyan, tarz. (Örnek: Batıcılık, Osmanlıcılık, Feminizm)
ALAFRANGA : Batı tarzı yaşam tarzında kültür
değerlerinde batı tarzını benimsemek ve uygulamak.
ALATURKA : Türk tarzı
yaşam tarzında kültür değerlerinde Osmanlı kültürünün değerlerini benimsemek ve
uygulamak.
ALAYLI SUBAY : Er olarak göreve başlayıp subaylığa kadar yükselen
kişilere verilen isimdir. (Askeri
okullardan yetişenlere de “Mektepli” adı verilmekteydi.)
ALİ FUAT PAŞA (CEBESOY)
: 1882 yılında İstanbul da doğdu. TBMM.’nin
kuruluşunda ilk bayındırlık bakanı olan Mustafa Fazıl Paşa’nın oğludur. 1902
yılında Harp Okulunu 1905 yılında Harp Akademisini bitirdi. Mustafa Kemal
Paşa’nın sınıf arkadaşıdır. Süveyş kanalı seferinde tümen komutanı olarak görev
yaptı. Kudüs Muharebesinde generalliğe terfi etti. Mustafa Kemal Paşa’nın
Samsun’a çıkmasıyla Ankara’daki 20 nci Kolordunun komutanı olarak onun emrine
girdi. Sivas kongresinde Batı Cephesi Komutanlığına atandı. 9 Kasım 1920’de
TBMM’ni temsilen Moskova Büyükelçiliğine atandı. 2 Nisan 1922’de Meclis ikinci
başkanlığına seçildi. Cumhuriyetin ilanından sonra muhalefete geçerek Kazım
Karabekir ve Rauf ORBAY ile birlikte Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kurdu.
Bu partinin kapatılmasından sonra emekliye ayrıldı. 10 Ocak 1968’de İstanbul’da
vefat etti.
ALİ KEMAL : Milli Mücadele karşıtı olan gazeteci ve
siyaset adamıdır.1919 sürecinde içişleri ve Maarif Nazırlıklarında bulunmuştur.
Peyam-ı Sabah Gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemde, her fırsatta Milli
Mücadele’ye karşıt yazılar yazmıştır. 1922 yılında tutuklanıp Ankara’ya
götürülürken İzmit’te linç edilmiştir.
ALYANS İSRAİLİT : Merkez Paris olarak Yahudilerin kurmuş
olduğu Cemiyetin amacı; Osmanlı devleti içinde yaşayan yahudileri sosyal ve
ekonomik yönden daha güçlü kılmaktır.
ANADOLU VE RUMELİ MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ : Ülkenin düşmanlar tarafından işgalinden
sonra yöresel direniş örgütleri kurulmuştur. Redd-i ilhak ve Müdafaa-i Hukuk
adlarıyla kurulan bu direniş örgütleri Sivas Kongresinde bir çatı altında
birleşerek bu adı almıştır.
ANAYASA (KANUNUN ESASİ, TEŞKİLAT-I ESASİYE) : Bir
devletin yönetim biçimini belirten yasama, yürütme, yargılama güçlerinin nasıl
kullanılacağını gösteren, vatandaşların hak , hürriyet ve sorumluluklarını
bildiren temel yasa. 1876 ve 1908
Osmanlı Anayasalarına Kanun-u Esasi, 1921 yılında T.B.M.M. tarafından kabul
edilen Anayasaya ise Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adı verilmiştir.
ANAYASA MAHKEMESİ : Kanunları, kanun hükmünde kararnameleri, TBMM
iç tüzüğünü şekil ve esas bakımından, Anayasa değişikliklerini şekil bakımından
Anayasaya aykırı olup olmadığını inceleyen ve denetleyen, Cumhurbaşkanını,
Başbakan ve Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay,
Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başbakan ve üyelerini,
Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcı Vekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu üyelerini, Sayıştay Başbakan ve üyelerini görevleriyle ilgili
işledikleri suçlardan dolayı “Yüce Divan”
sıfatıyla yargılayan, Siyasi partilerin Anayasaya veya siyasi Partiler
yasasına aykırı hareketlerinden dolayı kapatma yetkisine sahip olan yüksek
mahkemedir.
ANLAŞMA :
Devletler arası siyasi,ekonomik,kültürel,vb.alanlarda yapılan uzlaşma ve
bu uzlaşmanın tespit edildiği belge.
ANTLAŞMA : İki
devletin aralarında kararlaştırılan esaslara uygun hareket etmeyi kabul
etmeleri.
arasından
padişah tarafından atanırdı. Üye sayısı Meclis-i mebusan (Milletvekilleri
Meclisi) üye sayısının üçte birinden az olmayan Ayan meclisinin temel görevi
mebusan meclisinin onayladığı yasaları incelemekti.
ANTANT : BAKINIZ PAKT
ARİSTOKRASİ :
Ekonomik toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu
tarihi yönetim biçimi. (Örnek : Ortaçağ İngilteresinde kralın yanında Lordlar
kamarası adı verilen bir meclis bulunur ve bu meclis kralla birlikte devleti
yönetirdi. Bu tür yönetim biçimlerine Aristokrasi adı verilir.
ARİSTOKRAT : Bir toplumda
seçkin bir yeri olduğu ve soyca diğerlerinden farklı, ayrıcalıklı
özellikleri bulunduğu varsayılan kişi. Bu kişiler Lord, kont, dük, vikont,
baran, Şovalye gibi ünvanlar alırlar ve bu ünvanlar babadan oğula geçerdi.
ASKERİ NİGEHBAN CEMİYETİ : Askeri gözcü, bekçi anlamına gelen cemiyet,
Balkan Savaşından sonra ordudan atılan yaşlı ve alaylı subaylar tarafından
kurulmuştur. Padişah yanlısı olan cemiyet, Kuva-i Milliye ve Kurtuluş Savaşı’na
karşıdır.
ASKERİ YARGITAY : Çeşitli askeri mahkemelerden verilen
kararları son yargı yeri olarak inceleyip karara bağlamak amacıyla kurulmuştur.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ (A.Y.İ.M) : Asker kişileri ilgilendiren ve askeri
hizmete ilişik yönetime ilişkin işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıklara bakan
mahkemedir.
ATATÜTÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ : Türk Milletinin ihtiyaçlarından doğan ve
yine Türk Milletinin sorunlarına çözüm önerileri getiren çağdaşlaşmayı temel
hedef almış, aklı ve bilimi temel hareket noktası olarak kabul etmiş olan
düşünce sistemidir.
ATEŞE
: Bir
elçiliğe bağlı uzman. Bu askerlik alanında olursa Askeri ateşe veya
ateşemiliter adını alır. Bunun dışında Büyük elçilerin emrinde kültür ataşesi,
ekonomi ateşesi, basın ateşesi gibi görevliler de bulunur.
AVAM
: Sıradan,
halk tabakası için kullanılan bir ifade.
AVRUPA BİRLİĞİ
: Kültürel, ekonomik ve siyasi alanda tek bir
devlet idealine ulaşmak amacıyla oluşturulmuş olan birlik. 25 Mart 1957 tarihli
Roma Antlaşması ile gümrük ve ekonomi birliği sağlamaya yönelik A.E.T.’nin
(Avrupa Ekonomik Topluluğu) kurulmasıyla ilk adım atıldı. Aralık 1991 imzalanan
Maaştrich Antlaşmasıyla tek devlet, tek gümrük,
tek para birimi, hedefi doğrultusunda en önemli adım atıldı. Para birimi
olarak ECU (European Currency Unit = Avrupa Para Birimi) kabul edildi. Almanya,
Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, Lüksemburg, Danimarka, İngiltere, İrlanda,
Yunanistan, İspanya, Portekiz, Avusturya, İsveç ve Finlandiya ile birlikte
günümüzdeki üye sayısı 15 tir. Ayrıca Türkiye, Estonya, Polanya Çek
Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Romanya, Bulgaristan ve Kıbrıs Rum
kesimi de Avrupa Birliğine üye olmak için görüşmeler yapan ülkelerdir.
AYAKLANMA : Bir
çok kimsenin zor ve şiddet kullanarak devlet güçlerine karşı gelmesi,
başkaldırma, isyan.
AYAN MECLİSİ : Osmanlı Anayasasına göre kurulu meclislerden
biri olup, Senato karşılığındadır. Bu kurulun üyeleri 40 yaşını geçmiş, yüksek
görevlerde bulunmuş kimseler
AZINLIK (EKALLİYET)
: Bir toplulukta her hangi bir nitelik
bakımından ayrı ve ötekilerden sayıca az olanlar. (Örnek : Türkiye <devleti
içinde Lozan Antlaşmasına göre Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler azınlık olarak
sayılmışlardır.
BABA
: BAKINIZ ŞEYH
BABIALİ
:
Cumhuriyet’e kadar “Osmanlı hükümeti”, “Sadrazamlık makamı” anlamında
kullanılmıştır.
BAĞNAZ :
Yeniliklere karşı olan tutucu bir yaşam tarzını benimseyen kişilere
verilen ad.
BAHRİYE : Bir
ülkenin deniz kuvvetlerinin ve kuruluşlarının tümüne verilen genel ad.
BAKAN (NAZIR, VEKİL) : Hükümet (Bakanlar Kurulu) üyelerinden
biridir. Devletin yönetiminde iş bölümü çerçevesinde kendi yetkisine bırakılan
kurum ve kuruluşların işleyişinden sorumludur.
Osmanlı Devletinde “Nazır” , Cumhuriyetin ilk yıllarında “Vekil”
kullanılmıştır. (Örnek:Milli Savunma Bakanı, Sağlık Bakanı,Milli Eğitim Bakanı
vs.)
BAKANLAR KURULU
: BAKINIZ HÜKÜMET
BAŞBAKAN (SADRAZAM) : Yürütme gücünü kullanan hükümetin (Bakanlar
Kurulu) başında bulunan kişidir. Osmanlı
Devletinde Başbakan’ın karşılığı olarak “Vezir-i Azam” veya “Sadrazam”
kullanılmıştır.
BATICILIK
: Temeli
Islahatlar sürecine kadar uzanan bu akım, devletin ancak batılılaşmak suretiyle
kurtulabileceğini ve bunun için de önemli inkılapların yapılması gerektiğini
savunmuştur.
BATINİLİK : Şiiliğin bir koludur. Şiilik, Hz.Muhammedin
vefatından sonra Hz.Ali ve Ehli Bent (Peygamberin aile çevresi)’i Halifelik
için en layık kişiler olarak gören ve onu Allah ile Peygamberin tayin etmesiyle
meşru halife kabul eden ondan sonraki halifelerin de onun soyundan gelmesi
gerektiğine inanan tolulukların mezhebidir. İsmailiye, Seb’iyye, Zındıklar ve
karmatiler olarak da bilinen Batınilik, saldırgan ve aşırı bir mezhaptir.
BİDAYET MAHKEMESİ : Osmanlı Devletinin son döneminde değişik
suçların yargılandığı ilk asama mahkemeye verilen isim.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER : Dünyada
barış ve güvenliği korumak, milletler arasında ekonomik, sosyal ve kültürel
işbirliğini sağlamak amacıyla 1 Ocak 1942 de kurulmuştur. 18 Nisan 1946 da
tarafsızlığını kaybettiğinden dolayı kendini dağıtan Milletler Cemiyetinin
yerine gelmiştir. Türkiye’nin 27 Şubat 1945 te üye olduğu teşkilatın çalışma
organları ve görevleri şöyle sıralanabilir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatında Bağlı
Bazı Önemli Kuruluşlar Şunlardır:
A) Genel Kurul : Bütün üye devletlerin
delegelerinin toplanmasından meydana gelen bir tartışma organıdır. Her devletin
bir oy hakkı vardır ve birbirine eşittir. Önemli konularda üçte iki çoğunlukta
karar alınır.
B)
Genel Sekreterlik : Güvenlik konseyinin onay verdiği kişiler
arasından Genel Kurulca seçilen, teşkilatın en yüksek memurudur. Her yıl
çalışmalar hak kında genel kurula rapor verir. Antlaşmazlıkları giderme yolları
araştırıp, barışı tehlikeye düşürecek durumlar karşısında Genel Kurulu
toplantıya çağırır.
C) Güvenlik Konseyi :
Örgütün siyasal alandaki en güçlü yürütme organıdır. On Beş üyesi vardır. Bunlardan beş tanesi
(İngiltere-Fransa-Amerika Birleşik Devletleri-Rusya-Çin) daimi üye olup
değişmez. Geri olan on üye ise bölgelere göre iki yıl için genel Kurulca
seçilir. Her üyenin bir oyu olmasına
rağmen, daimi üyelerin alınacak kararı veto yok sayma hakkı vardır.
D) Ekonomik ve Sosyal Konsey :
Genel kurulca seçilmiş onsekiz üyeden kurulmuştur. Toplumların her
yönden daha iyi bir yaşayışa erişmeleri için çalışmalar yapar.
E) Uluslararası Adalet Divanı : Kendisine bağlı devletler arasındaki davaları
ve antlaşmazlıkları çözmek amacıyla Genel Kurul ve Güvenlık Konseyince seçilen
onbeş yargıçtan oluşur.
BANK
: Uluslararası Kalkınma
Bankası
FUND
: Uluslararası Para Fonu
İCAO
: Uluslararası Sivil
Havacılık teşkilatı
UNESCO : Uluslararası Eğitim , Bilim ve Kültür Teşkilatı.
WHO : Uluslararası sağlık
teşkilatı
BOLŞEVİK :
Rusya’da Çarlık rejimini yıkarak Komünist yönetim kuran ihtilalcilere
verilen isim.
BOLŞEVİZM : Rus
Sosyal Demokrat Partisi, sol kanadının çoğunluğu tarafından ileri sürülen
öğretiye denir. XX.yy.başlarında Rusya’da doğan ve Lenin tarafından
geliştirilen devrimci kominist harekettir.
CEMAL PAŞA : 1872 Yılında doğdu. Kuleli Askeri Lisesi, Harp Okulu
ve 1895 yılında Harp Akademisini bitirdi. İttihat ve Terakki Cemiyetinin
kuruluşunda önemli rol oynadı. 31 Mart gericilik olayının bastırılmasında görev
yaptı. 1913 yılında Bahriye Nazırlığına (Donanma Bakanlığı) getirilmiş. Birinci
dünya savaşının başlaması üzerine Suriye’de bulunan 4 ncü Ordu Komutanlığı
görevine getirildi. Süveyş Kanalına düzenlediği hareket başarısızlıkla
sonuçlandı. Savaşın bitiminden sonra, savaşın sorumlusu olarak yargılanacağı
endişesi ile Almanya’ya gitti. Oradan Tiflis’e geçti. Buradan Afganistan’a
geçmeye hazırlanırken Ermeni Komitaciler tarafından Şehit edildi. Cenazesi
Erzurum Şehitliğine defnedildi. 1913 - 1918 yılları arasında Enver ve Talat
Paşalarla Osmanlı devletine hükmetmiştir.
CEMİYET : BAKINIZ DERNEK
CEMİYET-İ AKVAM
: BAKINIZ MİLLETLER
CEMİYETİ
CEREYAN : BAKINIZ AKIM
CEZA :
Kanunun suç işleyen kimseye
uygulamasını öngördüğü yaptırımlardır. (Örnek: Para cezası, hapis cezası, idam
cezası vs.)
CEZA KANUNU : Suç oluşturan eylem ve davranışların
nelerden ibaret bulunduğunu, bu eylem ve davranışlarda bulunanlara ne gibi
yaptırımlar, yani cezalar uygulanacağını gösteren hukuk kuralları bütününe ceza
kanunu denir.
COMECON (COUNCİL FOR MUTUAL ECONOMİC ASSİSTANCE) : 1949’da kurulan ve SSCB, Arnavutluk, Doğu
Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Polanya, Romanya, Çekoslovakya, Moğolistan,
Küba ve Vietnam’ı bir araya getiren ekonomik yardımlaşma Konseyi, 1991 yılında
Varşova Paktı ile birlikte üye ülkelerin isteği doğrultusunda dağıtıldı.
CUMHURBAŞKANI : TBMM üyeleri tarafından seçilen ve kendisine
verilen Anayasal yetkiler çerçevesinde görev yapan, millletin birliğinin
temsilcisi olan devletin başkanıdır.
CUMHURİYET : Doğrudan doğruya millet
egemenliğine dayanan yöneticileri halkın oyu ile belirli bir süre için seçilen
devlet biçimine verilen isimdir.
CUMHURİYET HALK FIRKASI :
T.B.M.M.nin açılmasından itibaren, bütün milletvekilleri aynı amaç etrafında
birleştiğinden, mecliste siyasi partiler yoktu. Daha sonra çeşitli gruplar
oluşmaya başladı. Atatürk ve etrafındakiler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Grubunu oluşturmaktaydı. Atatürk 9 Eylül 1923’te Halk Fırkası’nı kurdu. Halk
Fırkası 1924 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası’na, 1935’te de Cumhuriyet Halk
Partisi’ne dönüştürüldü.
CUMHURİYET SENATOSU
: BAKINIZ SENATO
CUMHURİYETÇİLİK : Devlet yönetim biçimi olarak, Millet
Egemenliğine dayalı Cumhuriyet rejimini
öngörmek ve bunu bir yaşam biçim olarak benimsemektir.
ÇARLIK REJİMİ : Rusya’da 1917 Bolşevik ihtilaline kadar
iktidarda olan, Çar adı verilen siyasi liderler tarafından yönetilen monarşik
yönetime verilen isim.
ÇERKES ETHEM :
Manyaslı bir çiftçi
ailesinin çocuğudur. İki ağabeyi Tevfik ve Reşit Beyler Harbiye mezunu
subaylardır. Babasının asker olmasına izin vermemesine rağmen evden kaçarak
İstanbul Bakırköy küçük zabit mektebine (Astsubay hazırlama okulu) kaydolmuş,
Astsubay olarak mezun olmuş. Birinci dünya savaşında Rauf ORBAY’ın emrinde İran
harekatına katılmıştır. Savaşın bitiminden sonra ağabeyleri ile beraber çiftliğine
geri dönmüştür. Rauf ORBAY’ın talimatı ile batı Anadoluda Kuvva-i Milliyenin
kuruluşunda rol almıştır. Balıkesir havalisinde sevilen bir ailenin çocuğu
olması sebebiyle kısa süre içinde çoğu çerkeslerden iki bine yakın kişiden
oluşan “Kuvva-i Seyyare (Seyyar kuvvetler)”’i oluşturmuştur. Bu birlikleriyle
Bolu-Düzce-Hendek-Anzavur ve Yozgat isyanlarını bastırmıştır. Kısa süre içinde
ünlenmesi üzerine şımarmış ve TBMM hükümetinin ve batı cephesi komutanlığının
emirlerini dinlemez hale gelmiştir. Mustafa Kemal Paşa ve TBMM’nin bütün
uzlaşma çabalarına karşı olumsuz tavır alması üzerine İsmat Paşa komutasındaki
askeri birlik üzerine sevkedilmiş ve kuvvetleri yenilerek kendisi kardeşleri ve
yakın adamlarıyla Yunanlılara sığınmıştır. Bir süre Atina’da kaldıktan sonra
Ürdün’e geçerek oradaki Çerkes kolonisinde yaşamaya başlamıştır. Cumhuriyetin
15 nci yılı nedeniyle çıkarılan genel af çerçevesinde ağabeyleri Tevfik ve
Reşit Beylerin yurda dönmesine rağmen Ethem dönmemiştir. Kendisine neden yurda
dönmediğini soran Türkiye’nin Beyrut Büyükelçisine “Hangi yüzle döneceğim”
cevabını vermiştir. 1948 yılında Ürdünde vefat etmiş ve gene Ürdün’de
defnedilmiştir.
ÇOĞULCU DEMOKRASİ : Bu tarz demokrasilerde iktidarda bulunan
siyasi düşüncenin yanısıra muhalefetteki siyasi düşünceler de değişik
mekanizmalarla devlet yönetiminde söz sahibi olurlar. Bu tür yönetimlerde soru
önergesi, Meclis Soruşturması Gensoru gibi Meclis içi denetim mekanizmalarının
yanısıra, sivil toplum örgütlenmeleri (Meslek odaları, dernekler, sendikalar)
ve basın, kamuoyu oluşturarak siyasi iktidarı denetlerler.
DAHİLİYE NEZARETİ : Osmanlı Devlet teşkilatında iç işleri
Bakanlığına verilen isimdir.
DAMAT FERİT PAŞA : Asıl adı Ahmet Ferit olup, çeşitli
büyükelçiliklerde ikinci katip olarak çalışırken Abdülmecid’in kızı Mediha
Sultan’la evlenerek (II.Abdülhamid ve Vahdettin ’nin kız kardeşi) Saraya damat
olmuş ve rütbesi vezirliğe yükseltilmiştir. Osmanlının son döneminde beş kere
Sadrazamlık görevinde bulunmuştur. Anadolu’ya yabancı devletlerin girmesine
olanak veren Serv Antlaşmasını baş
delege olarak imzalamış, İngiliz taraftarı bir siyaset izleyerek bu devletin
mandasını gerçekleştirmek için kurulan İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucu
üyeleri arasında yer almıştır. Kurtuluş Savaşını önlemeye çalışıp, M.Kemal ile
bazı arkadaşlarını idama mahkum ettirmiştir. 1922’de Yurt dışına kaçan Damat
Ferit, Hiyaneti Vataniye Konunu gereği yargılanıp vatandaşlıktan çıkarılmış,
1923 te Fransa’da ölmüştür.
DARBE : Bir ülke de
zor kullanarak hükümeti devirme hareketi (Örnek:Enver Paşa’nın 1913 Bâb-ı Ali
Baskınıyla hükümeti ele geçirmesi)
DAR-ÜL FÜNUN : 1869 yılında İstanbulda kurulan modern
anlamda eğitim veren ilk üniversitenin adı. 1933 Üniversite reformuyla İstanbul
Üniversitesi adını almıştır.
DAVA VEKİLİ : Avukat.
DEDE
: Tarikat
örgütlenmesi içinde şeyhten sonra gelen bir rütbedir.
DEMİRCİ MEHMET EFE : Aydın cephesi Kuvayi Milliye Komutanıdır.
Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra ulusal kurtuluş savaşı’na katılmıştır.
Daha sonra Denizli’ye baskın düzenleyip 200 kişiyi kurşuna dizmiştir. Bu
davranışı Milli Mücadeledeki yararlı hizmetlerinden dolayı affedilmiştir.
DEMOKRASİ :
Halkın kendi seçtiği temsilciler eliyle kendi kendini yönettiği devlet
sistemine demokrasi denir. Demokratik yönetimlerde değişik düşünceleri savunan
siyasi partiler, belli zaman aralıklarında yapılan serbest seçimler, eşitlik,
hukukun üstünlüğü ve düşünce özgürlüğü vardır.
DEMOKRATİK DEVLET : Halkın devlet yönetimine katılması esasına
dayanan devlettir.
DERNEK (CEMİYET) : Belirli ve
ortak bir amacı gerçekleştirmek için kurulan yasal topluluk. (Örnek: Esnaf ve
Sanatkarlar derneği)
DERVİŞ
: Bir tarikata girip onun kural ve törelerine bağlı olan kişi, kul.
DEVLET : Bir toprak parçası üzerinde yaşayan
insanların yaşamlarını belirli bir düzen içinde sürdürebilmek amacıyla oluşturmuş oldukları hukuki ve
siyasi organizasyondur.
DEVLET DENETLEME KURULU (D.D.K.) : Devlet hizmetinde en az yirmi yıl çalışmış
kişiler arasından Cumhurbaşkanının seçimiyle oluşan bir kuruldur. Yönetimin
hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve
geliştirilmesinin sağlanması amacıyla Cumhurbaşkanının talimatıyla her türlü
inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar.
DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ (D.G.M.) : Devletin
birliği ve bütünlüğüne karşı suç işleyenlerin yargılandığı özel mahkemelerdir.
Bir tür ceza mahkemesi olan D.G.M. lerde devletin düzenini değiştirmeye veya
bölmeye çalışan kişiler yargılanır. (Örnek : PKK. Teröristleri, Komünist, Faşist
yada şeriat düzenini getirmeye çalışan
suçlular.)
DEVLETÇİLİK
:
Kurtuluş Savaşı sonrası hızlı bir
ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek amacıyla geliştirilmiş olan ekonomi teorisidir. Özel sektör işletmeciliği
ile devlet işletmeciliğinin birlikte ve uyum içinde çalışarak ekonomik
kalkınmayı sağlamasını hedeflemiştir.
DEVLETLEŞTİRME (KAMULAŞTIRMA) : Devlet
ihtiyaçları nedeniyle herhangi bir toprak veya sanayi tesisinin bedeli sahibine
ödenmek şartıyla devlet mülkiyetine geçirilmesidir. (Örnek : Toprak reformu
yapıp topraksız köylüye dağıtmak amacıyla büyük toprak sahiplerinin
topraklarının devletleştirilmesi veya
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında yabancı petrol şirketlerine ait petrol
rafinerilerinin devletleştirilmesi)
DİVAN-I HARP : 1870
yılında kabul edilen Askeri Ceza Yasası’nın öngördüğü bir tür mahkeme. Savaş
dönemlerinde hizmet verirdi. Savaş esnasında askeri hizmetle ilgili işlenen
suçları yargılamakla görevli idi. Olağanüstü yetkilerle donatılmış olan bu
mahkemeler beş yargıçtan oluşur ve savunma avukatı bulundurulmazdı.
DİKTA : Hiç bir şart olmaksızın körü körüne uyulması
gereken buyruk.
DİKTATÖR : Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış
bulunan kimse, zorba.
DİKTATÖRLÜK : Egemen ve
mutlak siyasi bir gücün, bir veya birçok kişinin oluşturduğu bir yürütme
organınca, denetimsiz olarak yürütüldüğü siyasi düzen veya bir diktatör
tarafından yönetilen ülke.
DOGMA (NAS) :
Doğruluğu sınanmadan benimsenen, bir öğretinin veya ideolojinin temeli
sayılan teori. (Örnek: Hitler’in üstün
ırk teorisi)
DOKTRİN (ÖĞRETİ) : Belli bir konuda, bilimsel bir görüşle, aynı
hedef ve ilkeler doğrultusunda ortaya atılan düşünceler.
DOKUNULMAZLIK (YASAMA DOKUNULMAZLIĞI) : Milletvekilleri Meclis içi ve dışında ileri
sürdükleri düşüncelerden ötürü suç unsuru oluşturup Meclisçe dokunulmazlıkları
kaldırılmadığı sürece soruşturulamaz, gözaltına alınamaz ve tutuklanamazlar.
Ağır cezayı gerektirecek suçlar hariç milletvekili seçilmeden önce ve
milletvekillikleri döneminde de işledikleri suçlardan dolayı yukarıdaki esaslar
geçerlidir. Ancak Milletvekili seçilememe durumunda veya Meclisçe
dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra haklarında işlem yapılabilir. Bunun amacı
Milletvekillerinin hiç bir baskı altında kalmaksızın yasama işlevini yerine
getirmesi ve düşüncelerini açıkça ifade edebilmesidir.
DOMİNYON
: İngiliz
Uluslar topluluğuna (Common wealth) üye olan bağımsız ülkelere verilen ad. (Örnek: Yeni Zelanda, Hindistan, Avusturalya,
Kanada)
DÜRRİZADE ABDULLAH EFENDİ : Damat Ferit Paşa döneminde Şeyhülislamlığa
atanmış bir din adamıdır. Atatürk ve arkadaşlarının asi olduğuyla ilgili fetva
vererek, öldürülmelerini duyurmuştur. Milli Mücadele’nin başarıya ulaşmasından
sonra yurt dışına kaçmıştır.
DÜYUN-U UMUMİYE : Osmanlı
Devleti, aldığı dış borçları ödeyemez duruma düşünce 1881’de Muharrem
Kararnamesi ile moratoryum (iflas=dış borçları ödeyememe) ilan etmiştir. Bunun
üzerine Osmanlı Devletinden alacaklı olan devletlerin temsilcilerinden oluşan
Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar) idaresi kurulmuştur. Bu kuruluş tuz, içki,
İpek, tütün, balık avı ve damga gibi gelirlerine el koymuştur. Bu vergi
gelirleri Düyun-u Umumiye idaresinin kasasında toplanır. Borçlu olunan
devletlerin ana para ve faiz ödemeleri düşüldükten sonra kalan miktar Osmanlı
Maliyesine teslim edilirdi. Düyun-u Umumiye idaresinin kurulmasıyla Osmanlı
Devleti Mali bağımsızlığını yitirmiş siyasi bağımsızlığı da önemli ölçüde
tehdit altında olmuştur.