CUMHURİYET’İN
TEMEL NİTELİKLERİ
İnsanların,topluluk halinde
yaşayabilmelerini sağlamak amacıyla oluşturmuş oldukları siyasi ve hukuki
kuruma;DEVLET adı verilmektedir.Günümüzde dünyada pek çok devlet vardır.Bu
devletler çok farklı sistemlerle yönetilmektedirler.
Devletleri yönetme güç ve yetkisine
EGEMENLİK adı verilmektedir.Dünyada var olan bu devletlerden bazıları tek bir
kişi tarafından yönetilirler.Yani egemenlik bir kişinin elindedir.Bu
kişiye,kral,imparator,şah,padişah,raca,emir veya diktatör denir.Bu kişi,devleti
kendi istekleri doğrultusunda dilediğince yönetir.Bu tür yönetimlere MONARŞİ
adı verilir.Suudi Arabistan,Irak,Kuveyt,Suriye,Malezya bu tür yönetimlere örnek
olarak verilebilir.
Bazı ülkelerde ise yönetme gücü yani
egemenlik,Bir gruba veya zümreye aittir.Bu grup veya zümre devleti
yönetir.Diğer insanların hiçbir hakkı yoktur.Bu zümre bazen din adamları
grubu,bazen bir parti,bazen de bir etnik grup ya da aile olabilir.Bu tür
yönetimlere OLİGARŞİ adı verilir.İran,Sovyetler Birliği,Küba bu tür yönetimlere
örnek olarak verilebilir.
Her bakımdan gelişmiş bazı ülkelerde
ise yönetme gücü yani egemenlik halka aittir.Halk belli dönemlerde yapılan
seçimlerle kendi yöneticilerini seçer.Dönemin bitiminde tekrar seçim yapılır ve
yöneticiler tekrar belirlenir.Halk hiçbir ayrım gözetmeksizin hem
yöneticilerini seçme hem de yönetici seçilme hakkına sahiptir.Bu tür
yönetimlere;DEMOKRASİ adı verilir.Bu tür
yönetimlere;Türkiye,Fransa,Almanya,Amerika Birleşik Devletleri,İngiltere gibi
devletler örnek olarak gösterilebilir.
Bir devletin demokratik olabilmesi
için devlet ve toplum yapısında yerleşmiş ve kurumlaşmış bazı nitelik lerin
bulunması gerekir.Bu niteliklerin olmadığı bir devlete demokratik devlet demek
mümkün değildir.
Türkiye Cumhuriyeti
Devleti;demokratik bir devlettir.Demokratik devletlerin sahip olması gereken
bütün niteliklere sahiptir.Bu nitelikler sözde kalmamış Anayasa ve yasalarımıza
uygulanması zorunlu kurallar olarak girmiştir.Anayasamızın 2nci maddesinde yer
alan “CUMHURİYET’İN TEMEL NİTELİKLERİ”,bu niteliklerdir.
Bu nitelikler;BAŞLANGIÇ
İLKELERİ,CUMHURİYETÇİLİK,ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BAĞLILIK, LAİKLİK,İNSAN
HAKLARINA SAYGILI DEVLET, DEMOKRATİK DEVLET,HUKUK DEVLETİ ve SOSYAL DEVLET’tir.
1.BAŞLANGIÇ İLKELERİ : Anayasamızın
giriş kısmında belirtilen ilkelerdir.
a. MİLLET İRADESİ MUTLAK OLARAK ÜSTÜNDÜR:Türkiye
Cumhuriyeti’nde egemenlik kayıtsız-şartsız Türk Milleti’ne aittir.Yani devlet
yönetme gücü millete aittir.Hiçbir şekilde bu güç başkalarına devredilemez.
b. KUVVETLER AYRIMI:Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde
yasama yani kanun yapma yetkisi,Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne,Yürütme,yani
devleti bilfiil yönetme yetkisi Bakanlar kurulu’na (hükümet), Yargı yetkisi ise
millet adına karar vermeye ve adaleti sağlamaya yetkili olan Bağımsız
Mahkemelere verilmiştir.
c. MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİK:İyi günde ve kötü günde millet
olarak daima dayanışma içinde bulunmayı ve biribirimize daima destek olmayı
ifade eder.
d. MİLLİ İDEALLER:Milletçe benimsediğimiz ve
milletimizi daha huzurlu ve gelişmiş bir devlet ve toplum yapısında yaşatmak
uğrunda milletçe sahip olduğumuz ortak hedefleri ifade eder.
2.CUMHURİYETÇİLİK :
Cumhuriyet,egemenliğin yani devleti
yönetme güç ve yetkisinin halka ait olduğu yönetim biçimidir.Cumhuriyetçilik
ise devlet yönetim modeli olarak cumhuriyet’i benimsemek,sevmek ve bir yaşam
biçimi haline getirmektir.
Cumhuriyet kavramı dünyada çok
farklı anlamlarda kullanılmaktadır.Örneğin Çin Halk Cumhuriyeti dendiğinde
burada cumhuriyetten komünist bir yönetim tarzı anlaşılmaktadır.İran İslam
Cumhuriyeti dendiğinde ise çağdışı,şeriatçı bir yönetim anlaşılmaktadır.Oysa
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ve Atatürkçü Düşünce Sistemi’nde Cumhuriyet
dendiğinde,millet egemenliğine dayalı,laik ve demokratik bir devlet sistemi
anlaşılır.
Ülkemizde vatandaşlara düşen görev,
Cumhuriyetçilik ilkesini benimsemek,seçimler aracılığı ile halkın yönetimde
egemen olması anlayışını savunmak,halkın hukuk ilkelerinin geçerli olduğu
demokratik ve laik bir ortamda yaşaması için çaba sarfetmek,Türk milletinin
mutlu,özgür ve çağdaş bir şekilde yaşamasını sağlamaktır.
3.ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ’NE BAĞLILIK :
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni
oluşturan Türk halkı’na Türk milleti denir.Millet aynı toprak parçası üzerinde
yaşayan,aynı dili konuşan,aynı kültürü paylaşan gelecekte de birlikte yaşamak
istek ve azminde olan insan topluluğına denir.Milliyetçilik ise,mensup olduğu
milletle gurur duymak ve o milletin geleceği için hiçbir fedakarlıktan
kaçınmamaktır.Kısacasa yanmasına gerek olmayan bir lambayı söndürmek,akmasına gerek
olmayan bir musluğu kapamak,devletin ve milletin zararına olacak şeyleri
yapmaktan kaçınmak milliyetçiliktir.
Tarihten günümüze dünyada pek çok
milliyetçilik uygulamaları yapılmıştır.Bu uygulamalardan en zararlısı Irkçı
Milliyetçilik Anlayışıdır.Irkçı milliyetçilik anlayışı,İnsanları mensup
oldukları ırka göre değerlendirir.Milliyetçiliğin ana çıkış noktası kişinin o
ırka mensup olup olmadığıdır.Irkçı milliyetçilik anlayışı,diğer ırkları
küçümser.Kendi ırkını üstün görür.Bu özelliğinden ötürü birleştirici olmak
yerine ayrıştırıcı ve bölücüdür.Irkçı milliyetçilik anlayışı tarih boyunca
insanlara kan,gözyaşı ve yıkım getirmiştir.Hitler dönemi Almanyasında Nazilerin
Yahudi ve Çingenelere uyguladıkları soykırım veya 1990 yılından başlamak üzere
Sırpların Balkanlarda Boşnaklar başta olmak üzere ,Hırvat,Sloven ve Arnavutlara
karşı giriştikleri katliam Irkçı Milliyetçilik anlayışının ulaştığı
şonuçlara örnek oluşturmaktadır.
Atatürkçü Milliyetçilik Anlayışı ise
ırk temeli üzerine değil KÜLTÜR temeli üzerine oturtulmuştur.Kişinin ne olduğu
değil kendini ne olarak hissettiği önemlidir.Kendini Türk olarak gören herkesi
Türk Milleti’nin bir ferdi olarak kabul eder.Irkçı yaklaşımları reddeder.Farklı
kültürel özellik ve renkleri ortak hedeflere yönelterek çağdaş bir TÜRK MİLLETİ
oluşturmayı amaçlar.Ülke sınırları içinde yaşayan farklı kültür gruplarına
mensup insanların hepsini eşit haklara sahip vatandaşlar olarak görür.Bu
özelliğinden ötürü ayrıştırıcı ve bölücü değil kaynaştırıcı ve birleştirici
özelliğe sahiptir.Atatürk’ün Milliyetçilik Anlayışı;Türk milletine,refah,huzur
ve mutluluk getiren çağdaş dünyanın da benimsediği modern bir milliyetçilik
anlayışıdır.
4. LAİKLİK :
Laiklik,devlet ve toplum yaşamını
ilgilendiren hukuk kurallarının akla,bilime ve toplumun ihtiyaçlarına dayalı
olmasıdır.yani devletin işine din kurallarının karışmamasıdır.Kişilere inanç ve
ibadet özgürlüğünün verilmesi ve bu inanç ve ibadet özgürlüğünün devlet tarafından
güvenceye alınmasıdır.
Türkiye’de
Laikliği düzenleyen Anayasamızın 24 üncü maddesidir.24 üncü maddeye
göre;Türkiye’de herkes istediği dine inanmakta istediği ibadeti yapmakta
serbesttir.Hiç kimse inanç ve ibadetlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz,inanç
ve ibadete yönelik olumsuz müdahaleler kanunen yasaktır. Bunu yapanlar kanun
önünde suç işler ve yargılanarak cezalandırılır.Hiç kimse demokratik sistemin
bir gereği olarak kendisine tanınmış olan özgürlükleri kullanarak laik sistemi
yıkmak ve yarine dinsel esaslara dayanan bir rejim kurmak için çalışamaz.Yani
özgürlükler başkalarının özgürlüklerini ortadan kaldırmak amacıyla kullanılamaz.
Laik Devletlerde devlet tamamen
aklın ve bilimin rehberliği çerçevesinde yönetilir.Bilimsel gerçekler dışında
devlet yönetiminde hiçbir esas kabul edilmez.
Kısacası,Laik Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nde din vicdanlardaki yüce yerine kavuşturulmuş ve hiç kimsenin
müdahale etmesine izin verilmeden yapılan bireysel bir faaliyet olarak
değerlendirilmiştir.Devlet ise tamamen değişen dünya koşulları çerçevesinde
akıl ve bilimin gerekleri doğrultusunda yönetilen bir kurum olarak
kalmıştır.Laiklik dinsizlik değil,dini bütün gerekleriyle samimi olarak
uygulandığı,kimsenin insanların dinsel duygularını sömüremediği bir anlayıştır.
5. İNSAN HAKLARINA SAYGILI DEVLET :
“İnsan Hakları”; İnsanın insan
olarak doğmakla elde ettiği haklara insan hakları denir.Yani insanlara doğuştan
verilen, verilmesi gereken haklardır. Temel insan haklarından bazıları
şunlardır.
İnsan Hakları,insanların
geliştirmiş oldukları en mükemmel yönetim biçimi olan Demokratik devlet
yapılarında uygulanan evrensel bir değerdir.İnsan Hakları, insanları insan gibi
yaşatmayı amaç edinir.
İnsan Hakları,İkinci Dünya Savaşı
sonrası tamamen kabul edilmiş ve kurumlaşmış bir kurallar bütünüdür.İnsan Hakları,”BİRLEŞMİŞ
MİLLETLER İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ”’nin kabul edilmesiyle evrensel ve
çağdaş bir değer olarak yerini almıştır.Daha sonra kabul edilen “AVRUPA KONSEYİ
İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ” ile de çağdaş,demokratik ve modern devletlerin olmazsa
olmaz kuralları ve ilkeleri arasına girmiştir.
Bir devletin insan haklarını
benimseyip benimsemediği , o devletin gelişmişlik düzeyini de belirler.Bir
devletin demokratik,çağdaş ve modern bir devlet olabilmesi için insan haklarını
anayasal ve yasal bir hak olarak vatandaşlarına tanımış olması ve insan hakları
ihlallerinin suç olarak kabul edilip cezalandırılmasını öngören yasal
yaptırımları getirmiş olması gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti;İnsan
Haklarına Saygılı bir devlettir.İnsan Hakları,T.C anayasası’nını 12-74 üncü
maddeleri arasında “TEMEL HAKLAR VE HÜRRİYETLER” ana başlığı altında vatandaşlarımıza anayasal bir hak olarak
tanınmıştır.Demokratik devletlerde hiçbir düzenleme ve uygulama anayasaya
aykırı olamayacağına göre tüm hukuk sistemimiz de İnsan Hakları çerçevesinde
düzenlenmiştir.
6. DEMOKRATİK DEVLET :
Demokrasi insanlık tarihi boyunca geliştirilmiş en
mükemmel yönetim biçimidir.Demokrasi; egemenliğin yani devleti yönetme güç ve
yetkisinin kayıtsız şartsız millete ait olması,milletin belli periyodlarla
yaptığı seçimlerde seçtiği temsilciler eliyle kendi kendini yönetmesidir.
Demokrasilerde, egemenliğin
kullanılması hiçbir surette kısıtlanamaz,bir kişiye,bir zümreye veya bir sınıfa
bırakılamaz.Hiç kimse veya hiçbir organ kaynağını anayasa ve yasalardan almayan
bir yetki kullanamaz bir uygulama yapamaz.
Demokrasilerde, seçme hakkı ve
seçim hürriyeti , demokratik bir yönetimin vazgeçilmez şartlarıdır.Vatandaşlar
kanunda gösterilen şartlara uygun olarak,seçme,seçilme,bağımsız olarak veya bir
siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma hakkına sahiptir.
Demokrasinin özü;Düşünce
Özgürlüğüdür.Demokrasilerde bireyler düşünme ve düşüncesini ifade özgürlüğüne
sahiptir.
Demokrasilerde herkesin eşit oy
hakkı vardır.Seçimler hakim kontrolünde yapılır.Oylama gizli , oy sayımı ise
açık yapılır.Seçimlere katılan siyasi partiler yasalar çerçevesinde her türlü
faaliyetlerde bulunur.Siyasi Partiler,tüzük,program ve uygulamalarıyla
demokrasiye aykırı hareket edemez ve demokrasiyi yıkma amacını güdemez.Bu
şekilde faaliyetlerde bulunurlarsa ANAYASA MAHKEMESİ kararıyla kapatılırlar.
7. HUKUK DEVLETİ :
“HUKUK”;toplumun düzen içinde
yaşamasını sağlayan , devletin uygulamalarını nasıl yapacağını belirten ve devletin gücünü belirten
kurallar bütünüdür.Nerede devlet var ise orada hukuk kuralları vardır.Hukuk
kurallarının vatandaşlara karşı uygulama biçimi o devletin “HUKUK DEVLETİ” olup
olmadığını belirler.
“HUKUK DEVLETİ” ; Hukuk
kurallarını tüm vatandaşlara eşit ve adil biçimde uygulayan ve her türlü
uygulamasını hukuk kurallarına uygun olarak yapan devlet demektir.Hukuk
Devletleri’nde vatandaşlar kanun önünde eşittir.Cumhurbaşkanı ile tarlasında
çalışan köylü arasında hiçbir fark yoktur.
Hukuk Devleti’nde hiç kimse
kaynağını hukuk kurallarından almayan bir yetki kullanamaz.Kaynağını hukuk
kurallarından almayan bir yetki kullanan kişi kanunlar önünde suç işlemiş
sayılır ve yargılanarak cezalandırılır.
Hukukun Üstünlüğü Kavramı
ile,herkesin hukuk kurallarına uyması hiç kimsenin kendini hukuk kurallarının
üstünde görmemesi anlaşılır.Hukuk Devleti’nde kendisine bir haksızlık
yapıldığını düşünen herkes mahkemelere başvurarak hakkını savunabilir ve
hakkını alabilir.Hukuk Devleti’nde hiç kimsenin keyfi biçimde davranmaya hakkı
yoktur.
Hukuk Devleti’nde,adaleti
dağıtmakla görevli olan mahkemeler bağımsızdır.Hiçbir kimse veya kurum
mahkemeler üzerinde baskı kuramaz verecekleri kararları etkileyemez. Mahkemeler
yasaların kendilerine tanıdığı yetkiler çerçevesinde adaleti dağıtırlar.
Hukuk Devleti’nde, devlet dahi bir
kişiye haksızlık yapsa devlet mahkemeye verilerek yapılan haksızlık mahkeme
kararı ile giderilebilir.
Kısacası HUKUK DEVLETİ, adaletli
devlettir.Hukuk Devleti olmayan bir devletin DEMOKRATİK DEVLET olması mümkün
değildir.
Hukuk kurallarının eşit ve adil
bir biçimde uygulanmayan devletler Hukuk Devleti olarak değil kanun devleti
olarak uygularlar.Bu devletlerde hukuk kuralları adaleti sağlamak için değil
bir kişi veya zümrenin çıkarlarını korumak amacıyla kullanılırlar.Dolayısıyla
bu tür devletlerin yönetim biçimleri ANTİDEMOKRATİK’tir.
8. SOSYAL DEVLET :
Sosyal Devlet; Vatandaşların
dil,din,mezhep,ırk,cinsiyet ve siyasi görüş farkı gözetilmeksizin kanunlar
önünde eşit olduğu ve devletin ana görev olarak halka hizmet etmeyi benimsediği
devlet anlayışıdır.Sosyal Devlet anlayışı,ancak demokratik devletlerde
uygulanabilir.Sosyal Devlet; Halkın devlet için değil devletin halk için
varolması ve bütün eylem ve işlemlerinde halkın yararını gözetmesidir.
Sosyal Devlet’in ana görevi halkı
her bakımdan çağdaş ve modern standartlarda yaşatmaktır.Bu amaçla devlet,hiçbir
ayrım gözetmeksizin vatandaşlarına hizmet eder.Vatandaşlarını ekonomik ve
sosyal olarak geliştirmeyi hedef alır.Bu hizmetleri yaparken kar-zarar hesabı
yapmaz.Her türlü yatırımını halkın yararını gözeterek yapar.
Sosyal
Devlet’in yapmakla yükümlü olduğu bazı görevler şunlardır;
Devlet, bu hizmetleri karşılıksız olarak yapar.Örneğin,bir
köyün yılda devlete ödediği verginin 100 lira olduğunu düşünelim.Sosyal Devlet
anlayışında ödediği vergi kadar hizmet yapılmaz.Devlet şehirde yaşayan insanları
hangi standartta yaşıyorsa köyde yaşayan insanlarına da asgari düzeyde de olsa
eşit standartları sağlamak zorundadır.Bu amaçla devlet köye okul
yapar,öğretmenlerin maaşlarını öder,sağlık ocağı yapar ve doktor,hemşire ve
ebelerin maaşlarını öder,köye yol yapar.Köye elektrik getirir.Köye telefon
hattı döşer.Köyde içme suyu yoksa evlere kadar su götürür.Köye sulama gölet ve
kanaletlerini yapar.Köylünün radyo ve televizyon yayınlarını izleyebilmesi için
önlemler alır.Köydeki imamın ve cami görevlilerinin maaşlarını öder.Hasta
olanlar ve kendilerini tedavi ettirecek imkanları olmayanlar muhtardan
aldıkları bir belge ile devlet hastanelerinde ücretsiz olarak tedavi
edilirler.Köyde okul yoksa köyün çocukları en yakın okula servislerle götürülür
ve servis ücretini devlet öder.
Devletin bu köyden topladığı vergi
100 lira ancak devletin bu köye harcadığı para 3000 liradır.Ancak devlet başta
da belirttiğimiz gibi halka hizmet sözkonusu olduğunda kar-zarar hesabı
yapmaz devletin görevi ücra köylere
bile sosyal hizmeti götürmektir.
Anayasamızın 2nci maddesinde yer alan “CUMHURİYET’İN
NİTELİKLERİ” ,Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Çağdaş,modern ve demokratik yapan
niteliklerdir.Ülkemizde insanca yaşayabilmemizin teminatıdır.Milletimize tanınmış
olan hakların ana dayanağıdır.Ülkemizin sınırları çinde,bağımsız,eşit,çağdaş ve
insan gibi yaşamak istiyorsak bu nitelikleri candan benimsemeli,yaşam biçimi
haline getirmeli ve bu nitelikleri ortadan kaldırmaya çalışanlarla sonuna kadar
müdahale etmeliyiz.